Geçen yıl biri çiftlik almam için beni ikna etti, ben de ödünç para aldım. | Open Subtitles | السنة الماضية شخص ما أقنعني بشراء مزرعة في الوادي لذا إقترضت المال من المصرف لكي أدفع ثمن المزرعة |
Sağlık ekiplerini aramak istedim ama o aramamam için beni ikna etti. | Open Subtitles | أردتُ أن أطلب المسعفين، لكنه أقنعني بأن لا أفعل. |
Carlton'ı rahat bırakmam için beni ikna etmek istiyorsun. | Open Subtitles | سوف تحاولين أن تقنعيني أن أخفف قبضتي عن كارلتون |
Dünyayı kurtarmam için beni ikna etmeye çalışacaksın. | Open Subtitles | ستحاولين أن تقنعيني بإنقاذ العالم |
- Yani Robin'den çalmak için beni ikna etmeye çalışan sendin. | Open Subtitles | حسناً، أنت واحد من كان يقنعني بأن أسرق من " روبين " |
Bunun seninle gelmem için beni ikna etmesi mi gerekiyordu? | Open Subtitles | أهذا يفترض به أن يقنعني بالمجيء معك؟ |
Sen de intihar etmemem ve gidip onu geri kazanmam için beni ikna etmiştin. | Open Subtitles | و حينها أقنعتني و على الهواء مباشرة بعدم الانتحار و طلبتَ منِّي السعي وراء تلك الفتاة |
Tüm bunlar seçilmiş kişiyi ortaya çıkarmak için beni ikna etmeye yetti. | Open Subtitles | كلّ هذا أقنعني بأنّه حان الوقت للكشف عن الشخص المُختار |
Kostümlerimizi yapmak için beni ikna etti, inanamıyorum. | Open Subtitles | .لايُمكنني التصديق أنهُ أقنعني بأن .أصنعَ أزياءنا |
Patrick kulübe gidip kağıt destesi almam için beni ikna etti. | Open Subtitles | باتريك" أقنعني ان أعود إلى النادي للحصول على البطاقات" |
Ve arada bir sunumlarında yardım etmem için beni ikna ediyor. | Open Subtitles | و قد أقنعني بأن أساعده في عروضه |
Bu çalışmaya Kevin'i sokmam için beni ikna ettin. | Open Subtitles | (أنت من أقنعني بوضع (كيفين على تلك الدراسة |
- Ne? Nick, hayatım boyunca senin zımbalama işini yapmamam için beni ikna etti. | Open Subtitles | (نيك) أقنعني بأنني لا يُمكنني إضاعة حياتي بتدبيس الأوراق لكِ بعد الآن |
Dünyayı kurtarmam için beni ikna etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | ستحاولين أن تقنعيني بإنقاذ العالم |
Açıkçası oraya girmem için beni ikna edebilecek bir şey var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | الحقيقة أن... أشك أن هناك أيّ شيء قد يقنعني للدخول. |
Sen de intihar etmemem ve gidip onu geri kazanmam için beni ikna etmiştin. | Open Subtitles | و حينها أقنعتني و على الهواء مباشرة بعدم الانتحار و طلبتَ منِّي السعي وراء تلك الفتاة |