Pearl Harbor'ı ve oğlumun "ülkesi için canını nasıl verdiğini" tekrar tekrar duymaktan bıkıp usandım ve yoruldum artık. | Open Subtitles | لقد سئمتُ وتعبت لسماعي هذا الكلام مرات عديدة عن بيرل هاربر وعن إبني بأنهُ ضحى بحياته لأجل بلده |
Halkı için canını hiçe saydı. Halkı için kalbine hançer yedi. | Open Subtitles | خاطر بحياته لأجل أبناء شعبه وتلقى سكيناً في القلب لأجلهم |
Sevdikleri için canını veren kişi. | Open Subtitles | بالنسبة اليهم الاسطوره الذي ضحى بحياته من أجلهم |
Ve senin için canını feda etmeye hazır bir dostun var. | Open Subtitles | ولديك صديقة على استعداد لتضحي بحياتها من أجلك |
Kiliseyi eski görkemine kavuşturmak için canını verecek birisini arıyormuşsunuz. | Open Subtitles | تبحث عن شخص يضحي بحياته ليعيد المجد الى كنيستنا. |
Bir grup asiyi etkisiz hale getirip timi için canını verdi. | Open Subtitles | لقد ضحى بحياته أثناء مطاردته لمجموعة من المتمردين حتى ينقذ وحدته |
Ve 6 hafta önce de benim için canını verdi. | Open Subtitles | والذي ضحّى بحياته من أجلي منذ ستّة أسابيع |
"Ana vatanımız için canını vereceğini biliyorum. | Open Subtitles | إعلم أن كل هذا من أجل الوطن الذى تضحى بحياتك من أجله |
Bu alanın bir kısmını, ulusunun hayatta kalabilmesi için canını feda edenlere ebedi istirahatgah olarak tahsis etmek için buraya geldik. | Open Subtitles | لقد وصلنا إلى تكريس جزء هذا المجال هو المثوى الأخير بالنسبة لأولئك الذين ضحوا بحياتهم من أجل الأمة على قيد الحياة. |
Benim ortağım, bu dava için canını verdi. | Open Subtitles | شريكي إستثمر حياته في هذه القضية |
Zamanında doğru olduğunu düşündüğün ama şimdi tekrar yapmak için canını vereceğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل سبق لك وفعلت شيئًا كنت تعتقد أنه صوابًا في وقتها، والآن قد تُضحي بحياتك للعدول فيه؟ |
Aşağı inip senin elmasların için canını tehlikeye atacak olan benim. | Open Subtitles | أنا من سيغامر بحياته لأجل ماساتك |
İmparatoriçe Xiao'ya müfettişinin Tatar İmparatorluğu için canını feda ettiğini bildir. | Open Subtitles | أبلغ الإمبراطورة (شياو) بأنّ مفتشها ضحى بحياته لأجل إمبراطورية (كيتان). |
Halkı için canını hiçe saydı. | Open Subtitles | لقد خاطر بحياته لأجل شعبه. |
O delikanlı vatanı için canını tehlikeye attı. | Open Subtitles | ذلك الشاب خاطر بحياته من أجل هذا البلد. |
Başkaları için canını ortaya koyan bir adamın yüreğini hissettim. | Open Subtitles | شعرت بقلب رجل على استعداد... أن يضحي بحياته من أجل الآخرين |
O sizin için canını feda eder. | Open Subtitles | فهي تضحي بحياتها من أجلك |
Davamız için canını feda etti. | Open Subtitles | ضحت بحياتها من أجل قضيتنا |
Başkaları için canını ortaya koyan bir adamın yüreğini hissettim. | Open Subtitles | شعرت بقلب انسان مستعد ان يضحي بحياته للأخرين |
Bizi kurtarmak için canını feda etti. | Open Subtitles | -لقد ضحّى بحياته كي ينقذنا . |
Bizim için canını tehlikeye atıyorsun. Senden fazlasını isteyemeyiz. | Open Subtitles | أنت تخاطرين بحياتك من أجلنا ولا يمكننا سؤالك أكثر من هذا |
Bir sürü Mars askeri bu bilgiler için canını verdi. | Open Subtitles | العديد من جنود المريخ ضحوا بحياتهم من أجل تلك المعلومات |
Daniel buranın her noktasında senin için canını verdi. | Open Subtitles | دانييل أعطاكِ حياته في تلك البقعه |
Zamanında doğru olduğunu düşündüğün ama şimdi tekrar yapmak için canını vereceğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل سبق لك وفعلت شيئًا كنت تعتقد أنه صوابًا في وقتها، والآن قد تُضحي بحياتك للعدول فيه؟ |