Ve bunu yapmak için cesaret toplamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | وكنت احاول الحصول على الشجاعة الكافية للقيام بذلك |
Liz, ben bir haftadır sana bir şey sormak için cesaret toplamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | ليز، كنت ليز، كنت أحاول الحصول على الشجاعة |
Tanrım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sükunet ver değiştirebileceğim şeyler için cesaret ver ve farkı anlamak için bilgelik ver. | Open Subtitles | ، الأشياء التى لا يُمكننى تغييرها ، والشجاعة لتغيير الأشياء التى أستطيعها . والحكمة لمعرفة الإختلاف |
"Tanrım, değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için güç değiştirebileceklerim için cesaret ve arasındaki farkı anlamak için akıl ver." | Open Subtitles | يا إلهي، امنحني الصفاء الذهني لتقبّل الأمور التي لا أستطيع تغييرها والشجاعة لتغيير الأمور التي أستطيع تغييرها والحكمة لمعرفة الفرق |
Başka şansın yoksa, bir şeyi yapmak için cesaret gerekmez. Umarım dayanır. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر شجاعة كبيرة ، و لكن ليس بمقدورنا شيء آخر لنفعله ، أتمنى أن تَصمُد العربة |
Başka şansın yoksa, bir şeyi yapmak için cesaret gerekmez. Umarım dayanır. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر شجاعة كبيرة ، و لكن ليس بمقدورنا شيء آخر لنفعله ، أتمنى أن تَصمُد العربة |
Orada olduğunu bilmek, bana gözlerimi açmak için cesaret veriyordu. | Open Subtitles | علمي بأنك هناك , كان يعطيني الشجاعة لكي افتح عيناي |
Bana yeniden yaşamak için cesaret vereceksin. | Open Subtitles | ستعطيني الشجاعة لكي أعيش |
"Ve değiştirebileceklerim için cesaret..." | Open Subtitles | " والشجاعة لتغيير الأشياء التي يمكنني تغييرها " |