"için daha az" - Translation from Turkish to Arabic

    • أقل
        
    İnsanların bana ulaşması için daha az yol isterim, daha çok değil. Open Subtitles أريد استخدام أقل الوسائل التي يتصل بي الناس بها , لا أكثر
    Korkarım sonraki sevgilim için daha az ikna edici olacağım. Open Subtitles ، بالنسبة لرفيقي القادم أخشى من أنّي سأكون أقل إقناعـاً
    Konsinye dükkanı daha büyük alan için daha az ödesin ben de en azından kirayı yükselteyim diye konuşup duruyor. Open Subtitles ما زال يُواصل الحديث عن كيف متاجر الشَحن يدفعون أقل لمسَاحة أكبَر. لذا هو على الأقَل سيقوم برفع الإيجَار عليّ.
    Daha hafif ve yüzeyle sürtünmesi daha az olan arabalar hareket etmek için daha az güce ihtiyaç duyar ve böylece motorları daha küçülür. TED السيارات الأخف وزناً و الأكثر انزلاقاً تحتاج إلى قوة أقل لتحريكها, لذا فمحركاتها تكون أصغر.
    Aynı zamanda tüketici ve düzenleyiciler için daha az oranda kutuplaştırılmıştır. TED وهي أيضا أقل إستقطاباً للمستهلكين والهيئات التنظيمية.
    Ancak tanıştıklarım hapiste oldukları için daha az sertlerdi aynı zamanda ülkelerinde gelişen reform süreci hakkında da beklediğimden daha az heyecan duyuyorlardı. TED ولكن، لو كان من قابلتهم أقل شعورًا بالمرارة لدخولهم السجن مما توقعت، لكانوا أيضا أقل سعادة مما توقعت للنهج الإصلاحي الجاري في بلادهم.
    Yani, sizin için daha az rekabet var ve iletişime geçmeniz için daha teşvik edici. TED هذا يعني أنه هناك منافسة أقل وهو حافز إضافي لك لتتواصل معهم.
    demişti. Bu çok güzel bir tanımlama. Çünkü eğer varlıklıysan, varlıklılar için daha fazla para isteyebilirsin, fakirler için daha az. TED وهو تعريفٌ جميل، لأنه إذا كنت غنيًا لربما أردت أن يأخذ الأغنياء أكثر والفقراء أقل.
    Alzheimer ilimini diğer hastalıklara göre daha az anlıyoruz çünkü onu araştırmak için daha az zaman ve para yatırımı yapıyoruz. TED نعرف عن الزهايمرز أقل مما نعرف عن الأمراض الأخرى لأننا وضعنا القليل من الوقت والمال لمحاولة فهمه.
    Lif miktarının azlığı, bakteriler için daha az yakıt demektir. Bu kıtlık ise, yararlı bakterilerin açlıktan ölmesine neden olur. TED ألياف أقل تعني وقود أقل لبكتريا الأمعاء بشكل أساسي تجويعها حتى تموت.
    İlk defa duyguları sözlere dökebildiğim ve bunun ne kadar değerli bir araç olduğunu fark ettiğim için daha az agresif bir hâle geldiğimi hissettim. Askeriyedeki zamanlarımı yansıtırken, TED وشعرت انني أصبحت أقل عدوانية واصبحت قادراً على ترجمة الكلمات لأحاسيس وللمرة الأولى وايقنت حينها كم انها أداة قيمة.
    Hatta bu kötü bir şey de olabilir, çünkü daha fazla bilgiyi değerlendirmek için daha az zaman demek. TED في الحقيقة، يمكنُ أن تكونوا أسوأ من ذلك لأنه، وكما تعلمون، هناك المزيد من المعلومات ووقتًا أقل لتقييمها.
    bu da sırtlarında çocuklarını taşıyan annelerin yardım alabilmesi için daha az beklemeleri demekti. TED وهذا يعني أن المرضى وبالتحديد الأمهات اللاتي يحملن أطفالهن على ظهورهن أصبحن يقضين وقتا أقل في انتظار المساعدة.
    Eğer formsuz olursa, benim için daha az sıkıntılı olur. Open Subtitles إذا هو خارج عن الشكل سيكون أقل إزعاجاً لي
    Kendim için sağlık ve aşk genel olaraktan Ülkem ve tüm dünya için daha az aşağılanmalarını ve daha az acı çekmelerini istiyorum. Open Subtitles صحة جيدة لي ولمن أحب وبشكل عام أقل ألم وذل للناس
    Bak Bender başka insanları etkilemeye çalışmak için daha az vakit harcamalısın. Open Subtitles لا بد أن تقضي القليل من الوقت تحاول أن تفعل شيئا لنفسك و وقت أقل محاولاً أعجاب الناس
    Şimdi lütfen, kendi hayatın için daha az, onların hayatı için daha çok endişelen. Open Subtitles و الآن .. أرجو أن تهتم أكثر بحياتهم و أقل قليلا بشخصك
    Belki kriket, sağlığın için daha az tehlikeli olurdu. Open Subtitles ربما مباراة من الكروكيت ستكون أقل خطراً علي صحتك
    Güç tutkunun farkındayım yani bu organizasyonun senin için daha az çekici olduğunu varsayıyorum. Open Subtitles لذا أتخيّل هذا الترتيب أقل من مرغوب لك. إذا تقيّم حياة بنتك الخاصة،
    Hatırmasına yardımcı olması için daha az rahatsız edici bir yol bulabilirseniz. Open Subtitles إذا أمكنك أن تجد طريقة أقل إزعاجاً لكي تساعده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more