Doktor bunun onun için en iyisi olduğunu düşünüyor, Biz de öyle yapacağız. | Open Subtitles | الدكتور يظن أن هذا أفضل شيء لها لذلك سنفعل هذا. |
Ama ne yaptıysam, Başkan ve ülkemiz için en iyisi olduğunu düşündüğümden yaptım. | Open Subtitles | لكن ما فعلته إعتقدتُ أنّه لمصلحة الرئيس ومصلحة هذا البلد. |
Senin için en iyisi pozitif kalmak, sanırım. | Open Subtitles | أعتقد حقاً انه من الأفضل لك ان تبقي إيجابية |
Şansıma senin için en iyisi olan Celina için de en iyisi. | Open Subtitles | لحسن الحظ، ما هو الأفضل بالنسبة لك هو أيضا ما هو أفضل لسيلينا. |
Sadece ev için en iyisi neyse onu yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أعمل ما هو في صالح المنزل |
Yani, belki de onun için en iyisi budur. | Open Subtitles | حسناً، أتدري؟ أقصد، مُتأكّدة أنّه للأفضل. |
-Teğmen, deniz kuvvetleri için en iyisi, | Open Subtitles | أيها الملازم . أفضل شيء للبحرية ولك هو أن تعيد هذه الطائرة إلى السفينة |
Şu anda senin için en iyisi... eve gitmen, güzel bir uyku çekmen... ve bütün bunları unutman. | Open Subtitles | أفضل شيء لك الآن هو أن تعود لمنزلك وتنام بعمق وتنسى كل هذا الأمر |
Çıkmak istediğimden emin değilim. Ailem için en iyisi bu. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كنت أريد ذلك هذا لمصلحة عائلتي |
Onun için en iyisi buydu. | Open Subtitles | لقد فعلت ما فعلت لمصلحة الجميع |
Onun için en iyisi koşun saklanın | Open Subtitles | ♪ لذا من الأفضل لك الهروب بعيدا و الإختباء ♪ |
Tatlım, yapabileceğin en iyi şey sakin kalmaya odaklanmak çünkü bu senin ve bebeğin için en iyisi. | Open Subtitles | الشيء الأفضل الذي يجب أن نقوم به الآن هو المحاولة التركيز على أن تبقي هادئة إنه الأفضل لك ولطفلتك |
- Bu doğru değil. - Onun için en iyisi bu. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحا هذا هو الأفضل بالنسبة له |
Bence Monica, Betsey için en iyisi olduğunu düşündüğü şeyi yaptı. Hadi ama. | Open Subtitles | اعتقد ان العمه مونيكا فعلت ماهو في صالح بيتسي |
Ben de çok iyi bir iş teklifi aldım, sanırım herkes için en iyisi olmuş. | Open Subtitles | و في الحقيقة ، لقد أتاني عرضاً عن موقع ، ببداية مثيرة حقاً . لذا أعتقد أن كل شيء قد مضى للأفضل |
Ama ben gelmiyorum. Hepimiz için en iyisi bu. | Open Subtitles | لكني لن أذهب معكما من الأفضل لنا جميعاً أن لا أذهب |
Öyleyse, Bu jacques için en iyisi | Open Subtitles | (حسنا, أظن أن هذا هو الأفضل ل(جاك |
-Lütfen geri dön,seni çok özledim, senin için en iyisi olacağıma söz veriyorum, eğer dönersen söz ,senin yoluna çıkmayacağım. | Open Subtitles | -عودة وDN، فعلت zlem جدا، هل ستكون أفضل بالنسبة لي SZ الوعد، إذا DN يورو SZ ثلاثة kmaya أماه طريقك. |
Yatak odama götürürüz. Bizim için en iyisi bu. | Open Subtitles | حركيه فى حجرة نومى أنا أعتقد فقط انه سيكون أفضل لنا |
ama herkes için en iyisi Amerikan petrolünü sağlam tutulmasıdır. | Open Subtitles | لكن من مصلحة الجميع أن .يبقى نفط أمريكا سليماً |
Komite spor dünyası için en iyisi neyse onu yapabilir. | Open Subtitles | لجنة الحكام لها الحق في تغيير أي شيء تشعر بأنه في مصلحة الرياضة |
Belki de bu konuda herhangi bir şey söylememek senin için en iyisi olabilir. | Open Subtitles | ربما عدم نشر هذه المعلومات سيكون في مصلحتك |
Yaptıklarının, çocukları için en iyisi olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | الناس الذين يضربون ابنائهم يحبونهم ايضاً .. لأنهم يعتقدون ان مايفعلونه هو بمصلحة ابناءهم |
Ama adam hayvanı serbest bırakmak zorunda çünkü bu hayvan için en iyisi. | Open Subtitles | لكن يجب عليه، يجب عليه أن يطلق سراح الحيوان لأن هذا الأفضل له. |