"için fırsat" - Translation from Turkish to Arabic

    • للإطْلاق
        
    • هي إلاّ مسألة وقت فقط
        
    • فرصة سانحة
        
    • فرصتي لكي
        
    • فقط الفرصة
        
    • لم يؤدّي
        
    • الفرصه
        
    Bir de beni kovmak için fırsat kollayan patron. Open Subtitles ورئيسي فقط شوهدَ للإطْلاق .
    Bir de beni kovmak için fırsat kollayan patron. Open Subtitles ورئيسي فقط شوهدَ للإطْلاق .
    İşimizi bitirmek için fırsat kolluyor, Johnny. Open Subtitles إن هي إلاّ مسألة وقت فقط قبل أن ينال منّا يا (جوني)
    Büyük bir ekonomik sistem ve sosyal mühendislik için fırsat ele geçirdi. Open Subtitles لقد رأوا فى الأمر فرصة سانحة لأعادة تخطيط البلاد أقتصادياً وأجتماعياً
    Kendi dünyaya bakış açımı düzeltmem için fırsat," derdim. Open Subtitles "هذه فقط فرصتي لكي أغير من طريقتي في رؤية العالم"
    Birileri, Amerikalıların bir çoğunun televizyona çıkmak ve kendilerinden bir şeyler yapmak için fırsat gözlediklerini bilmeliydi. Open Subtitles من كان يعلم أن هناك الكثير ...من الأمريكيين كانوا منتظرين فقط الفرصة ...للظهور على التلفاز ويجعلون من أنفسهم حمقى ؟
    Eve sinsice sızdı ama öldürmek için fırsat bulamadı. Open Subtitles لقد تسلل إلى الملكيّة لكنّه لم يؤدّي جزئيّة القتل
    İnsanlara yas tutmaları ve ölülerini gömmeleri için fırsat verelim. Open Subtitles تعطى الفرصه للناس للحزن ودفن موتاهم
    İşimizi bitirmek için fırsat kolluyor, Johnny. Open Subtitles إن هي إلاّ مسألة وقت فقط قبل أن ينال منّا يا (جوني)
    Böylece başka mağara sakinleri için fırsat yaratmış olurlar. Open Subtitles يَخْلقُ فرصة سانحة لسكنةِ الكهفِ الآخرينِ.
    Ama işleriniz sallantıdaydı ve biraz para kazanmak için fırsat doğmuştu. Open Subtitles ولكن عملك كان يمر بمصاعب، وكانت أمامك فرصة سانحة لكسب بعض المال.
    Evet, tutuklanmak için fırsat. Open Subtitles نعم , فرصتي لكي اسجن
    Birileri, Amerikalıların bir çoğunun televizyona çıkmak ve kendilerinden bir şeyler yapmak için fırsat gözlediklerini bilmeliydi. Open Subtitles من كان يعلم أن هناك الكثير ...من الأمريكيين كانوا منتظرين فقط الفرصة ...للظهور على التلفاز ويجعلون من أنفسهم حمقى ؟
    Eve sinsice sızdı ama öldürmek için fırsat bulamadı. Open Subtitles لقد تسلل إلى الملكيّة لكنّه لم يؤدّي جزئيّة القتل
    Sen kal, neden ayrılmak için fırsat? Open Subtitles كانت لديك الفرصه لتغادر، لماذا بقيت؟
    Sahra Altı Afrika'daki ailelere de bu kararları vermeleri için fırsat verildiğinde, bu karar kıtadaki topluluklarda verimli bir gelişim döngüsünü tetikleyecektir. TED عندما تعطي اسر جنوب الصحراء الكبري في افريقيا هذه الفرصه لاتخاذ هذا القرار بنفسهم , انا اعتقد انها سوف تكون شرارة لدورة تنمية فعاله في المجتمعات في جميع القارات .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more