Ve gerekirse biraz bacak göster. Indra için geç kaldım bile. | Open Subtitles | واعرضي بعضا من الساق إن اضطررتي لذلك, لقد تأخرت على اندرا. |
Öğle yemeği için geç kaldım, yoksa yapardım. | Open Subtitles | تأخرت على الغداء، وإلاّ لفعلت ذلك بنفسي. |
Oh, bana hatırlatıyor. Ben lisans ihale için geç kaldım. | Open Subtitles | أوه ، هذا يذكرني لقد تأخرت على مزاد العزبين |
FISA yargıcının dediklerini duymak için geç kaldım. | Open Subtitles | أنا متأخر على جلسة إستماع لقاضي شئون الإستخبارات الخارجية |
İfade için geç kaldım. | Open Subtitles | [تنهدات] أنا متأخر على التوديع. |
Lauren'in olayı için geç kaldım. | Open Subtitles | أنا متأخرة عن موعد "لورين |
- ama, şu anda, çay için geç kaldım. - Ama... | Open Subtitles | ـ لكن الآن تأخرت عن وقت الشاي ـ لكن |
Şu anda bunu yapamam, ben bir iş görüşmesi için geç kaldım , tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكنني أن أفعل هذا الآن ، لقد تأخرت على مقابلة العمل ، حسناً ؟ |
Dinle, Hadassah toplantım için geç kaldım. | Open Subtitles | إسمعي، لقد تأخرت على إجتماع النسوه إليكِ المفتاح |
Ve şimdi eğer bana izin verirsen, tekwando için geç kaldım. | Open Subtitles | و الآن إسمحي لي فقد تأخرت على تدريب التايكوندو |
Artık gitmeliyim. 'Mommy and Me' için geç kaldım. Sizi arayacağım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب فقد تأخرت على والدتي |
Ben gidiyorum, çünkü bir şey için geç kaldım, o yüzden... | Open Subtitles | علي الذهاب لأنني تأخرت على أمر, إذا... ً |
Şimdi bana müsaade ederseniz fotoğraf çekimi için geç kaldım. | Open Subtitles | لقد تأخرت على تصوير |
Konserin için geç kaldım. Çok üzgünüm Harry. | Open Subtitles | أنا متأخرة عن الحفل آسفة جداً (هاري). |
seçmeler için geç kaldım sayılır zaten. | Open Subtitles | و قد تأخرت عن تجربة الأداء خاصتي |
Yemek gezisi için geç kaldım. | Open Subtitles | لقد تأخرت عن مسيرتي للغذاء |