Bence bu, Ernesto'yla Alberto'ya minnettarlığımızı bildirmek için harika bir fırsat. | Open Subtitles | أعتقد هذا فرصة عظيمة لنخبر إرنيستو وألبيرتو كم نحن ممتنون لهم |
Bu, normalde alınması zor olan geri bildirimi almak için harika bir fırsat oluyor. | TED | وهي فرصة عظيمة للحصول على انطباع من الصعب الحصول عليه في حالات أخرى. |
Kendini tanımak için ve olduğun kişiyle rahat olmak için harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنهـا فرصة عظيمة لتعرفـي نفسك و أن تكوني مرتـاحة بطبيعتك |
Enerjiyi paylaşmamız için harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنها فرصة رائعة لنا لنتشارك الطاقة |
Onun için harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنها فرصة رائعة لها. |
Bu, birbirimizi tanımamız için harika bir fırsat. | Open Subtitles | هذا فرصة عظيمة لنا لنعرف بعضنا أكثر، أتعرف ذلك؟ |
Bunun Halkla İlişkiler için harika bir fırsat olduğunu düşündük dolayısıyla gazetenden bir muhabir ayarladık röportaj yapacak, takımın bir kaç fotoğrafını çekecek. | Open Subtitles | نعتقد أن هذه فرصة عظيمة للعلاقات العامة لذا رتبنا مع مراسلة من المجلة لتأتي من أجل المقابلة، تلتقط بعض الصور للفريق |
Çünkü bu negatif enerji akışlarını pozitif enerjiye çevirmek için harika bir fırsat. | Open Subtitles | لأنني أعتقد بأنّها فرصة عظيمة بتحفيز مسار تلك القوة السلبية |
Çünkü bu negatif enerji akışlarını pozitif enerjiye çevirmek için harika bir fırsat. | Open Subtitles | لأني أعتقد أن هذه فرصة عظيمة ،لتحوّل كل هذه الطاقة السلبية إلى شيء إيجابي |
Bu senin yeni arkadaşlar edinmen için harika bir fırsat olacak. | Open Subtitles | هذه ستكون فرصة عظيمة لك لتتعرفي على أصدقاء جدد |
Haklısın ama bu beyni öğrenmek için harika bir fırsat. | Open Subtitles | أجل، صحيح، لكنها فرصة عظيمة للتعلم على دماغ حقيقي. |
Siz iki kraliçenin birleştiğini dünyaya göstermek için harika bir fırsat olacağından bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن أنه ستكون فرصة عظيمة . لتظهرن للعالم أنكن ملكات متحدات .. |
Birbirimizi tanımak için harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنها فرصة عظيمة لنا أن نتعرف على بعضنا البعض |
Birbirimizi tanımak için harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنها فرصة عظيمة لنا أن نتعرف على بعضنا البعض |
Bu benim için, askeri kariyerimi bir kenara bırakıp, size, kutuları taşımanıza ve aptal kamyonetinizi bir dağ başına götürmeye yardım etmek için harika bir fırsat. | Open Subtitles | تلك فرصة عظيمة لأضع حياتي العسكرية جانباً وأساعدك في جر صناديقك وعربتك السخيفة إلى حافة المجهول. |
Ama bunun hepimiz için harika bir fırsat olduğunu düşünüyorum çünkü Kabletown büyük bir şirket. | Open Subtitles | لكنّها فرصة عظيمة لنا جميعاً، لأن "كايبلتاون" شركة عملاقة |
Bak, bu üniversite olayı senin için harika bir fırsat. | Open Subtitles | انظرِ، هذه الكلية فرصة عظيمة لكِ. |
Bu bizim için harika bir fırsat, Emily. | Open Subtitles | إنها فرصة رائعة لكلينا (إيميلي) |