Şekiller ve renkler onun için hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | فالأشكال والألوان لم تكن تعني شيئا بالنسبة له |
Harvey senin için hiçbir şey yapmaz. O seni maskaraya çeviriyor. | Open Subtitles | هارفـى" لن يفعل شيئاً من آجلك" بل أنه يستخف بك |
Bu evin ipoteği varken senin için hiçbir şey yapamayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنني لا أستطيع فعل شيء لك ليس بهذا الرهن العقاري |
Emmy, yapma, bu iş benim için hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | إيمي، بالله عليكي، هذا العمل لا يعني أي شيء بالنسبة لي |
Onlara istediğimi yaparım ve beni engellemek için hiçbir şey yapamazlar. | Open Subtitles | بوسعي أن أفعل ما أريد معهم، وليس بيدهم شيء حيال ذلك |
Bu havalar benim için hiçbir şey sayılmaz. | Open Subtitles | هذا النوع من الطقس لاشيء بالنسبة لي |
Doğum günleri benim için hiçbir şey ifade etmezdi. | Open Subtitles | أعياد الميلاد لم تكن تعني لي شيئاً قبلاً |
Bu işe burnunu soktuğundan beri benim için hiçbir şey yapmadın... Bo Catlett'a senaryomu göstermek dışında. | Open Subtitles | منذُ لم تفعل أيّ شيء لصالحي ماعدا إظهار السيناريو خاص بيّ إلى (كاتليت)؟ |
Benim için hiçbir şey yapmadın sen. | Open Subtitles | لا يجب أن تفعل أيّ شيء من أجلي. |
Şimdiki adalet sistemimiz kimse için hiçbir şey yapmıyor. | TED | وأعتقد أن فلسفتنا في العقاب الآن لاتفعل أي شيء لأي أحد. |
Benim için hiçbir şey değiştirmiyor. | Open Subtitles | لا يغير شيئا بالنسبة لي. لا يغير شيئا بالنسبة لك. |
Bu fotoğraflara bakıp senin için hiçbir şey ifade etmediklerini söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تنظر إلى هذه الصور وتقول لي أنها لا تعني شيئا بالنسبة لك. |
Senin için hiçbir şey yapmadığımı söyleme. | Open Subtitles | لا تقل بأنني لم أفعل شيئاً من أجلكً |
Senin için hiçbir şey yapmam. | Open Subtitles | لن أفعل شيئاً من أجلك. |
Senin için hiçbir şey yapmadığımızı söylemezsin. | Open Subtitles | حسنا. لا تقل أنّنا لم نفعل شيء لك. |
-Onu bulmak istiyorum. -Burada sizin için hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا أودّ أن أجده لا شيء لك هنا |
Kar fırtınaları ve seller onun için hiçbir şey değil. | Open Subtitles | العواصف الثلجية و الفيضانات لا شيء بالنسبة له |
Talus Mabedi. Bu benim için hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | أنه ضريح تالوس ذلك لا يعني شيء بالنسبة لي |
Çünkü yüzlercesi ölüyor ve ben bunun için hiçbir şey yapamam. | Open Subtitles | لأن يموت المئات منهم ولا يمكنني فعل شيء حيال ذلك |
Bir yıl boyunca benden hoşlandın ve bunun için hiçbir şey yapmadın. | Open Subtitles | لقد أُعْجِبْتَ بي منذ سنة و لم تفعل شيء حيال ذلك |
Soğan halkaları onun için hiçbir şey. | Open Subtitles | حلقات البصل هذه لاشيء بالنسبة له |
Notta tam olarak ne yazıyor bilmiyorum fakat sana şunu söyleyeyim, o kız benim için hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي حوته الرسالة بالضبط لكنني أؤكد لكي بأنّ تلكّ الفتاة لم تعني لي شيئاً على الإطلاق |
Bu işe burnunu soktuğundan beri benim için hiçbir şey yapmadın... Bo Catlett'a senaryomu göstermek dışında. | Open Subtitles | منذُ لم تفعل أيّ شيء لصالحي ماعدا إظهار السيناريو خاص بيّ إلى (كاتليت)؟ |
Senin için hiçbir şey yapmadığımı söyleme. | Open Subtitles | لا تقولي أنّي لم أفعل أيّ شيء من أجلك |
Hiç kimse için hiçbir şey yapmazsam mı? | Open Subtitles | أتعرفِ ، يمكنك أن تكوني محبوبة... إذا لم أفعل أي شيء لأي شخص آخر؟ |
Yeğenim çoğu insan için hiçbir şey ifade etmediği halde evlilik bağının neden bu kadar kutsal bir şey olarak görüldüğünü merak ediyor. | Open Subtitles | -حفيدتى تريد أن تعلم بأن العهد فى الزواج يعتبر شيئ مقدساً جدا بينما , فى الواقع لا يعنى شيئ بالنسبة لمعظم الناس |
Gerçekten bu kadar mı gözün korktu da iyi olmam senin için hiçbir şey ifade etmedi? | Open Subtitles | هل مهددةٌ لهذه الدرجة بأن كوني على ما يرام لا يعني شيئاً لك ؟ |