Kocanın teslimat için iki saatten az vakti var. | Open Subtitles | زوجك لديه أقل من ساعتين لينهي ما كلفته به |
Savaşın yönünü değiştirecek bu katliamı önlemek için iki saatten az süremiz var. | Open Subtitles | لدينا أقل من ساعتين لإيقاف المجزرة التي تغير مجرى الحرب |
Kaçtığı filan yok. Eğer doğruyu söylüyorsa ta Versailles'a kadar gitmek için iki saatten az vaktim var. | Open Subtitles | لا أراه ذاهب لأي مكان , ولو كان صادقاً فلدي أقل من ساعتين لإخلاء " فارسيل " وأجد فتى الدجاج |
Ama bunu çözmek için iki saatten az vaktimiz var. | Open Subtitles | ولكن لدينا أقل من ساعتين لنكتشف ذلك |
Dinle Reg, bu grubu sahneye çıkarmak için iki saatten az vaktimiz kaldı. | Open Subtitles | انصت (ريج)، لدينا أقل من ساعتين لكي نضع هذه الفرقة على المسرح. |