"için mücadele" - Translation from Turkish to Arabic

• تكافح من أجل
• تقاتل لأجل
• تقاتل من
• تحديا لخطابي
• تحارب من أجل
• الكفاح من أجل
• القتال من أجل
• النضال من أجل
• يكافح لكسب
• يحارب من أجل
• نقاتل من أجل
• نحارب من أجل
• من المحاربة
• كافح في
• قاتلت من

Lynette mesleği ve ailesi arasında bir denge sağlamak için mücadele ediyordu.
لينيت كانت تكافح من أجل موازنة مهنتها وعائلتها

Ülken için, özgürlüğün için mücadele ediyorsan, bu seni asker yapar.
وأنت تقاتل لأجل أرضك ولأجل حريّتك هذه ماهية الجنديّ الحقيقيّ

Gelip işiniz için mücadele edersiniz sanıyorduk.
إعتقدتُ بأنّك سَتَكُونُ هناك بالتأكيد , تقاتل من أجل عملك وكل شيءّ.

Taliplerimin benim için mücadele etmelerini istemek benim hakkım.
ان من حقي ان اضع تحديا لخطابي

Hakkın olan için mücadele etmelisin, üvey kardeşlerine bel bağlama.
يجب ان تحارب من أجل ما تملك لا تعتمد على أشقائك الغير شرعيين

Biz teori değil, eylem adamıyız. Hayatımız için mücadele veriyoruz.
نحن ليس نظريون, نحن عمليون علينا الكفاح من أجل حياتنا

Bayanlar oy hakkımız için mücadele ederek onlarca yıl geçirdik.
لقد أمضينا العقود في القتال, من أجل حقنا في التصويت.

Onlar iki güçlü evrimsel güç tarafından şekillendirildi: doğal seleksiyon: hayatta kalma mücadelesi ve cinsel seleksiyon: çoğalma imkanı için mücadele.
لقد تشكلت اليراعات من خلال قوتين نشوئيتين: الانتقاء الطبيعي النضال من أجل البقاء والانتقاء الجنسي،

Hayvan... Hayatta kalmak için mücadele edenler mi ?
الرجل الذي يكافح لكسب لقمة العيش؟

Şu var ki bazılarımız hâlâ haklarının olması için mücadele veriyor.
لكن بعضنا ما زال يحارب من أجل الحصول على حقوق.

Tatsızlıktan uzaklaşan hakların için mücadele etmez, ama arkanda durmam için bir neden var.
الهروب مما تكره لا تكافح من أجل حقوقك لكن هناك سبب وراء ذلك

Nabızda canını kurtarmak için mücadele ettiğini gösteren sürekli bir artış yok. 140'a kadar çıkmış olması gerekirdi ama kalp krizine kadar 110'da kalmış.
ليس هناك إرتفاع مستمر في معدل القلب يشير لأنها كانت تقاتل لأجل حياتها لذلك كان يجب أن يصل إلى 140 لكنه بقي في 110 أجل - حتى الإنقباض القلبي -

Ama bunun için mücadele etmelisin. Bunun için savaşmalısın.
ولكن عليك أن تقاتل من أجل ذلك و عليك أن تقاتل من أجل ذلك

Senin kalbin gerçekten vahşiyse, hayallerin için mücadele edersin.
لو أنت قاسي القلب سوف تحارب من أجل أحلامك

Bizler, özgürlük için mücadele etmek istiyoruz ama bu fedakârlık gerektirir.
نريد الكفاح من أجل حريتنا لكن ليس هناك حرية بدون تضحية.

Ve belki geri Leo almak için mücadele etmek gerekir kim.
وربما سيكون علينا جميعاً القتال من أجل استعادة ليو

Hedeflerimiz onların her zamanki hedefleri olacak eşitlik için mücadele etmek, baştakine karşı mücadele yolsuzlukla mücadele.
ستكون أهدافنا كما كانت دائما النضال من أجل المساواة القتال ضد الرجل

Hayatta kalmak için mücadele eden adamlar mı?
الرجل الذي يكافح لكسب لقمة العيش؟

Demek istediğim, bir avukat müvekkili için mücadele etmeli, para yürütmekten sakınmalı.
إنني أؤمن أن المحامي يجب أن يحارب من أجل موكِّله و ألا يسرق ماله

İşin aslı şu, hepimiz kurtuluşa ermek için mücadele ediyoruz.
الحقيقة هي أننا جميعاً نقاتل من أجل الخلاص

Biz burada temel ihtiyaçlar için mücadele veriyoruz.
اننا هنا نحارب من أجل الحصول على أساسيات الحياة

Bu silahı vermemek için mücadele etmemem için iyi bir neden söyle.
أعطني سبب مقنع يمنعني من المحاربة من أجل عدم إعطائك للبندقية

Çocukken yaşamak için mücadele verdiğini söylüyor.
يقولون انه كافح في العيش كطفل؟

Bu şans için mücadele ettin. Şimdi hazır olduğunu kanıtlamak için et.
لقد قاتلت من أجل هذه الفرصة الآن حارب لإثبات انك مستعد