Üzgünüm. Kraliçemiz için orada olamadigima üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف، آسف لعدم وجودي هناك لأجل الملكة |
- Teslimat için orada bulunacaklar mı? | Open Subtitles | -هل سيكونون هناك لأجل التسليم؟ |
Ben onun annesiyim. Onu korumak için orada olmalıydım ama yoktum. | Open Subtitles | أنا الأم التي كان من المقترض أن تكون هناك لكي تحميه و لكنني لم أكن |
Ben onun annesiyim. Onu korumak için orada olmalıydım ama yoktum. | Open Subtitles | أنا الأم التي كان من المقترض أن تكون هناك لكي تحميه و لكنني لم أكن |
Sadece hayatın var nasıl berbat ettiğin ve seni kurtarmak için orada kimin olduğu ya da kimin olmadığı. | Open Subtitles | ليس هناك سوى حياتك كيف تعبثين فيها ومن هناك كي ينقذكِ |
Yarın akşam çıkıyorum. Benim için orada olmanı istiyorum. | Open Subtitles | حسناً, إنه ليلة الغذ, و انا فقط أودُّ منك التواجد هناك, فقط لتكون هناك. |
Keşke gerçekte kim olduğunu öğrendiğinde Weller'ın yüzünü görmek için orada olabilseydim. | Open Subtitles | كُنت آمل فقط أن يكون بإمكاني التواجد هُناك لأرى وجهه عندما يكتشف هويتك الحقيقية |
İhtiyacımız olduğunda, bizim için orada olacak. | Open Subtitles | حين نحتاجه سيكون موجودا من اجلنا |
SANATIN İÇİN ORADA OL | Open Subtitles | كوني هناك لأجل فنك |
Ve çocuklar için orada olacaksın. | Open Subtitles | وستكوني هناك لأجل أولادك |
Michael için orada olmalıyız, lanet olsun! | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك لأجل (مايكل)، اللعنة! |
Katil, sebep olduğu şeyin fiziksel olarak yasını tutabilmek için orada olmaya ihtiyaç duyabilir. | Open Subtitles | قد يشعر المجرم بالحاجة للتواجد هناك لكي يحزن عما فعله |
Ödül parasını almak için orada olmaması? | Open Subtitles | كونه لم يكن هناك لكي يأخذ اموال جائزته ؟ |
Ve bu sefer beni durdurmak için orada olmayacaksın. | Open Subtitles | و هذه المرة لن تكون هناك هناك لكي توقفني |
Evet ama kazanmak için orada olmalısın. | Open Subtitles | أجل ، لكن عليك أن تكون موجوداً هناك كي تفوز |
Ne yazık ki öğrenmek için orada değildin. | Open Subtitles | للأسف أنت لم تكن هناك كي تكتشف ذلك |
İhtiyacı olduğu zaman oğluma yardım etmek için orada olamadım. | Open Subtitles | لم أستطع التواجد هناك لمساعدة ابني عندما احتاجني. |
Keşke gerçekte kim olduğunu öğrendiğinde Weller'ın yüzünü görmek için orada olabilseydim. | Open Subtitles | كُنت آمل فقط أن يكون بإمكاني التواجد هُناك لأرى وجهه عندما يكتشف هويتك الحقيقية |
Ve Victoria için orada olmak istiyorum. | Open Subtitles | و أود ان اكون موجودا من أجل فكتوريا |
Neden korkarsa korksun her zaman benim için orada olacaktır. | Open Subtitles | مهما كان ما يخافه، سيكون دائماً موجوداً من أجلي |
Böylece yarınki basın toplantısı için orada olabilecektim. | Open Subtitles | أذا , يمكننى أن أكون هناك من أجل المؤتمر الصحفى غدا |
Demek istediğim, eğer bu gece orada bana ihtiyacın olursa senin için orada olurum. | Open Subtitles | حسناً, ما أُود قوله هو إذا كنتِ بحاجة أنْ أكون هناك الليلة... أنْ أكون هناك من أجلك... |
Ama bana emeklediğimiz yerde P.I. için orada olduğunu söyledin, ve P.I asla oraya görevlendirilmezmiş. | Open Subtitles | لكنك أخبرتني أنك ذهبت إلى الممر مع "العمل بالسجن" و لم يكلف السجناء بالذهاب هناك أبداً |