"için umut" - Translation from Turkish to Arabic

    • أمل في
        
    • أمل فى
        
    • أملاً
        
    • من الأمل
        
    • يوجد أمل
        
    • الأمل في
        
    • أمل لأي
        
    • أمل لك
        
    • أمل لهذا
        
    • أمل لي
        
    • تأمل فى شيء بعدئذ
        
    Pakistan'daki Hindular için umut kalmayacak. Open Subtitles لن يكون هناك أمل في الهندوس الموجودين في باكستان
    Yani bir ödül için umut yok, ha? Open Subtitles هو الشي الصحيح الذي يجب أن يفعله إذاً لا أمل في المكافأة
    Barış için umut var mı, efendim? Open Subtitles هل هناك اى أمل فى السلام يا سيدى ؟
    Şehirdeki az gelirlilere yardım etmenin herkes için umut olduğuna kanıt olacağını düşünmüşlerdi. Open Subtitles ظنوا بأن لو كان بإمكانهم مساعدة فقراء المدينة فسوف يمنح ذلك أملاً للجميع
    Çin'in ekonomik gelişimi sürerken çevreyle olan eski uyumunun yeniden sağlanmaya çalışılması Çin'deki doğal hayatın geleceği için umut ışığı veriyor. Open Subtitles بينما إقتصاد الصين يواصل نموه، متمسك بمثله القديمة إنسجام مع الطبيعة يزيد من الأمل بمستقبل الصين البرّية.
    İyiler de iblis gibi kötü davranırsa orada hiç kimse için umut kalmamıştır. Open Subtitles عندما تتصرف الملائكة بشكلٍ سيئٍ كالشياطين, فلا يوجد أمل لأىّ منَّا
    Ölüm sonrası için umut değil ama şu an Afrika için bir umut çünkü inananlar güçlüdür. TED ليس الأمل ما بعد الحياة الدنيوية، ولكن الأمل في أفريقيا اليوم، لأن الإيمان قوي ومؤثر.
    Hiçbirimiz için umut yok. Open Subtitles ليس هناك أمل لأي منا
    L vazgeçmek olmaz. Olabilir henüz için umut. Open Subtitles لن أستسلم مكانك قد يكون هناك أمل لك بعد
    Bu çocuk için umut var Ağa. Open Subtitles يوجد أمل لهذا الصبي يا سيد
    ve senin için umut yoksa benim için nasıl olabilir? Open Subtitles واذا لم يكن هناك امل لك فهنالك لا أمل لي
    Ağzınızın köpürmesini ve şarkı söylemenizi istiyor ve gelecek için umut etmenizi. Open Subtitles و أن تأمل فى شيء بعدئذ و لكننا نستطيع أن نمتلكها الآن يا أخ
    Örümcek Adam olmasa bu şehir için umut kalmazdı. Open Subtitles أظن بدون "سابيدرمان"، لن يكون هُناك أمل في المدينة.
    Çünkü ancak o zaman birşifa için umut doğuyor. Open Subtitles لأنه حينها فقط يكون هناك أمل في علاج
    Gelecek için umut Yok Sığınmacıların intihar oranı %6.3 Open Subtitles "{\pos(190,230)}"لا يوجد أيَّ أمل في المستقبل "{\pos(190,230)}"%معدّل إنتحار اللاجئين الشمال 16.3
    Ama gelecek için umut var. Open Subtitles لكن هناك أمل فى المستقبل
    ..tedavi için umut var mı? Open Subtitles هل يوجد أمل فى علاج ؟
    Yıllar boyunca belki senin için umut vardır diye düşündüm. Open Subtitles بعد كل هذه السنوات أعتقدت أن هناك أملاً فيك
    Tabii ya karının senin ölümünü ağır çekimde izlemesi oğlunun yaşaman için dua edip, yeniden tepenin tası atıp da başka morluklar eklememen için umut beslemesi. Open Subtitles لكي تستطيعٌ زوجتكَ أن تراك وأن تُرمي بنقسكَ ببطئِ إلى التهلكة وإبنكِ يتوسّلٌ إليكَ لكي تُحافظ على حياتكَ أملاً بأن لا يثور غضبكَ
    Lütfen, bizi kurtarmak için umut ışığı olan bir melek gönder. Open Subtitles أرجوك أرسل لنا ملاك، بنور من الأمل لإنقاذنا.
    - Tüm insanlık için umut ve sevgi mesajımızı işitin. Open Subtitles اسمعوا رسالتنا من الأمل و الحب لجميع الناس تعال
    Gözüme bak ve bana onun öldüğünü, ...küçük bir kızken ona verdiğim sözün hiçbir anlama gelmediğini ve onu geri almak için umut kalmadığını söyle. Open Subtitles بأن العهد الذي قطعته لها وهى صغيرة لم يعني شيئاً وبأنه لا يوجد أمل بأن استعيدها أبداً ... وحينئذ
    İnsanlığa karşı umut beslememi sağladı. Yeni Cennet Bahçesi için umut verdi. Open Subtitles لقد أعادوا الأمل للإنسانية لقد أعطونا الأمل في عدن الجديدة
    Hiçbirimiz için umut yok. Open Subtitles ليس هناك أمل لأي منا
    Onlardan yakayı kurtarana dek senin için umut yok. Open Subtitles إلى أن تتخلص من ذلك لا أمل لك
    Bu küçük dostumuz için umut var. Open Subtitles "هناك أمل لهذا الرفيق الصغير.
    Artık benim için, ailem için hem de bu gece buraya gelen bütün aileler için umut var. Open Subtitles ولكن هناك أمل لي ولعائلتي وكل العائلات الموجودة هنا الليلة
    Ağzınızın köpürmesini ve şarkı söylemenizi istiyor ve gelecek için umut etmenizi. Open Subtitles يقول لك أشياء كثيرة .. و يقول لك غنّي و أن تأمل فى شيء بعدئذ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more