"için yapmıyorum" - Translation from Turkish to Arabic

• أنا لا أفعل هذا
• أفعل هذا من أجل

Bunu kendim için yapmıyorum. Angela için.
أنا لا أفعل هذا من أجلي، إنه من اجل أنجيلا

Bu hareketi gökyüzü düştüğü için yapmıyorum, ama hazırlıksız olmaktansa aşırı koruyucu olmayı tercih ederim.
أنا لا أفعل هذا لأن السماء تقع لكننى أفضّل أن أكون كثير الحذر عن أن أكون غير مستعد

Sinemaya asılsan çok daha iyi edersin. Bu işi, para için yapmıyorum, Carl.
من الأفضل أن تبقى فى السينما أنا لا أفعل هذا من أجل المال يا كارل

Gidecek bir yerin yok. Bunu övgü için yapmıyorum;
لا يوجد خيار سواه. لا أفعل هذا من أجل المدح;♪♫♪

Bunu, seni kızdırmak için yapmıyorum anne. İsyancı bir tavır değil bu.
أنا لا أفعل هذا لإغضابك يا أمي هذا ليس عملاً تمردياً

Hayır ama denemeye değer ve senin söylediğine gelirsek bunu sadece kendi kıçımı korumak için yapmıyorum.
كلا، هذا يستحق المحاولة، ولعلمكِ أنا لا أفعل هذا لحمايتي

Bunu istediğim için yapmıyorum. Bunu yapıyorum çünkü bir söz verdim.
أنا لا أفعل هذا لأنّي أريد ذلك، بل أفعله لأنّي قطعتُ وعداً.

Ben bunu para için yapmıyorum, dans etmek için yapıyorum.
أنا لا أفعل هذا من أجل المال بل من أجل الرقص

Sadece para için yapmıyorum. Hayır, seni anlıyoruz. Gerçekten.
ـ أنا لا أفعل هذا لجني المال وحسب ـ كلا، إننا نعرف هذا بحق

Ne düşündüğünü biliyorum Dwight ama bunu sırf Audrey için yapmıyorum.
أنا أعرف ما الذي تفكر فيه دوايت ، ولكن أنا لا أفعل هذا لأجل اودري فقط

Bunu bir şeyleri kanıtlamak için yapmıyorum.
أنا لا أفعل هذا لإثبات أيّ شيء

Sanırım bir şeyi yanlış anlıyorsun ama bunu senin için yapmıyorum.
...يبدو بأنكِ تسيئين فهم شيء ما ولكن أنا لا أفعل هذا من أجلك

Bunu Joo Won'u mahvetmek için yapmıyorum.
أنا لا أفعل هذا لكي أدمر جو وون

Cehenneme git değil. Bunu kendim için yapmıyorum.
لن أذهب للجحيم، أنا لا أفعل هذا لأجلي.

Ama bunu kendim için yapmıyorum, Cam.
ولكن أنا لا أفعل هذا بالنسبة لي، كام.

Bunların hiçbiri seni ilgilendirmez ama, bunu para için yapmıyorum.
هذا ليس من شأنك لكنني لا أفعل هذا من أجل المال

- Para için yapmıyorum.
-أنا لا أفعل هذا من أجل المال0

- Hey bunu ödül için yapmıyorum.
-هيه ، أنا لا أفعل هذا من أجل المكافأة

Bunu Kaufman için yapmıyorum.
أنا لا أفعل هذا من أجل كوفمان