Senin için yeteri kadar iyi terapist olup olmadığımı nasıl anlayacaktın? | Open Subtitles | كيف سنعرف بأنني معالج جيد بما فيه الكفاية بالنسبة لك ؟ |
Sanırsam bu sabah için yeteri kadar şarkı söyledim. | Open Subtitles | أعتقد أننى قد غنيت لكم بما يكفى فى صباح أحد الأيام |
Beni asıl endişelendiren bira için yeteri kadar buz aldık mı? | Open Subtitles | ما يهمني هو، هل لدينا ما يكفي من الثلج لكل هذه البيرة؟ |
İnsanlar senin rüşvet vermek için yeteri kadar önemli olduğunu sanırlar. | Open Subtitles | الناس يظنون أنك مهمه كثيراً لدرجه تقديم الرشوى |
Ama fark edilmek için yeteri kadar değil. | Open Subtitles | ولكن ليس كافيًا لجذب الإنتباه |
Ne yani bu kadının amı içmek için yeteri kadar iyi değil mi? | Open Subtitles | ماذا؟ هل مهبل تلك الفتاة غير جيد كفاية بالنسبة لك لتتعاطاه؟ |
Bu insanların hiç birisi senin için yeteri kadar iyi değil. | Open Subtitles | لا احد من هؤلاء الأشخاص جيدون بما فيه الكفاية لك |
Onu yoldan saptırmak için yeteri kadar yüksek verimli savaş başlıklarımız var, ama göktaşına zamanında varmasını sağlayacak ulaştırma sistemimiz yok. | Open Subtitles | عندنا محصول كبير بما يكفي من الرؤوس الحربية لحرفة لكن ليس لدينا نظام لإيصالة للكويكب في الوقت المناسب |
Acaba onun için yeteri kadar zeki bir kız mı? | Open Subtitles | أنا أتساءل إذا كانت ذكية حقا بما فيه الكفاية بالنسبة له؟ |
Senin için yeteri kadar iyi değil mi? | Open Subtitles | إنّها ليست جيّدة بما فيه الكفاية بالنسبة لك؟ |
Senin için yeteri kadar iyi değil miyim? | Open Subtitles | إنّني لست جيّدة بما فيه الكفاية بالنسبة لك؟ |
Masadakileri almam yeterli olurdu benim için. Ama görüyorsun ki emekliliğim için yeteri kadar zengin olmadım. | Open Subtitles | وكما تري لم أصبح غنى بما يكفى لكى أتقاعد |
Kasabanın pompası için yeteri kadar iyi değilim. | Open Subtitles | انا لست جيدا بما يكفى لعاهرة المدينة |
Şu baygın gözlerin beni bir gün için yeteri kadar belaya soktu. | Open Subtitles | أوقعتني عيناك الجاحظتان في ما يكفي من المشاكل ليوم واحد |
Seni bilmem ama ben bir gün için yeteri kadar meme gördüm. | Open Subtitles | لا أدري ماذا عنك ؟ لكني رأيت ما يكفي من الحلمات ليوم واحد |
İnsanlar senin rüşvet vermek için yeteri kadar önemli olduğunu sanırlar. | Open Subtitles | الناس يظنون أنك مهمه كثيراً لدرجه تقديم الرشوى |
Ama fark edilmek için yeteri kadar değil. | Open Subtitles | ولكن ليس كافيًا لجذب الإنتباه |
Senin için yeteri kadar yakışıklı değil mi? | Open Subtitles | هل هو ليس لطيف كفاية بالنسبة لك؟ |
- Senin için yeteri kadar iyi değil. | Open Subtitles | - أنا لا اظن انه جيد بما فيه الكفاية لك. |
Bebeğim, bana söylediklerini düşünmeye başladım ve sanırım sorun, senin için yeteri kadar maceraperest olmayışım! | Open Subtitles | كنت أفكر فيما قلته لي من قبل يا حبيبي وأظن بأنني لست مغامرة بما يكفي من أجلك |
Yolu belirlemek için yeteri kadar bariyer yok. | Open Subtitles | ما من حواجز كافية لتنظيم الطريق |