"içinde yaşıyorlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعيشون في
        
    • هم يعيشون
        
    Bu genç hanımefendiler pirinç kültürünün içinde yaşıyorlar, fakat onlar pirinç kültüründeki çok az insanın bildiği birşey biliyorlar. TED هؤلاء الفتيات اليافعات يعيشون في ثقافة الأرز، لكنهم يعرفون شيئاً عن ثقافة الأرز يعرفه القليلون.
    Kedi ile köpeğe hiç düğün yapmadığımızı fark ettim. Günah içinde yaşıyorlar. Open Subtitles لاحظت أننا لم نزوّج الكلب والقط، كانوا يعيشون في خطيئة
    Bir ayakkabının içinde yaşıyorlar! Çatılarını tamir ediyorlardı! Open Subtitles أنهم يعيشون في الحذاء كانوا يصلحوا سطح منزلهم
    Kutsal yarasaları kaybolalı korku içinde yaşıyorlar. Open Subtitles الآن هم يعيشون بخوف بعد ان اختفى وطواطهم المقدس
    Kutsal yarasaları kaybolalı korku içinde yaşıyorlar. Open Subtitles الآن هم يعيشون بخوف بعد ان اختفى وطواطهم المقدس
    Lüks içinde yaşıyorlar benim moruk da hayatı boyunca madenlerde çalıştı. Open Subtitles هم يعيشون برفاهية، وعمل والدي طوال حياته في المناجم.
    hepsi değil ama, genellikle -- bir çoğu kafalarının içinde yaşıyorlar. TED ليسو جميعا، ولكن عموما -- إنهم يعيشون في رؤوسهم
    Bildiklerini okurlar. Bir balonun içinde yaşıyorlar. Open Subtitles يعلمون أشياء محدودة فهم يعيشون في فقاعة
    Bu adamlar ise lüks içinde yaşıyorlar. Open Subtitles انهم يعيشون في نعيم بالأعلى هناك
    Onlar senin kafanın içinde yaşıyorlar. Open Subtitles إنهم يعيشون في رأسك.
    Peraneceler, onlar utanç içinde yaşıyorlar. Open Subtitles فان peraneces ، وهم يعيشون في العار.
    Onlar mı korku içinde yaşıyorlar? Open Subtitles وهم يعيشون في خوف؟
    Çekmecelerin içinde yaşıyorlar. Open Subtitles يعيشون في أدراج.
    Lüks içinde yaşıyorlar. Benim moruk da hayatı boyunca madenlerde çalıştı. Open Subtitles هم يعيشون برفاهية، وعمل والدي طوال حياته في المناجم."
    Bu şeyin içinde yaşıyorlar. Open Subtitles هم يعيشون داخل الشيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more