"içinde yaşamayı" - Translation from Turkish to Arabic

    • العيش في
        
    • أن اعيش
        
    Umarım geleneksel toplumlar hakkında okumayı, benim onların içinde yaşamayı bulduğum kadar büyüleyici bulursunuz. TED آمل أن تجدوا القراءة عن المجتمعات التقليدية بقدرة المتعة التي وجدتها في العيش في تلك المجتمعات.
    İnsanların senin çalıştığını görmesinden çok, pislik içinde yaşamayı seviyorsun. Open Subtitles تفضّل العيش في القذارة على أن يراك الناس تجرف
    Sürekli macera içinde yaşamayı ve gerçekten önemli şeyler yapmayı. Open Subtitles جاسوس حقيقي العيش في حياة المغامرات و القيام بأشياء أمرها حقيقي
    Bugün, Aydınlık içinde yaşamayı seçtim. Open Subtitles اليوم، أختار أن اعيش في النور
    Bugün, Aydınlık içinde yaşamayı seçtim. Open Subtitles اليوم، أختار أن اعيش في النور
    Kendilerine güveniyor gibi görünebilirler ama Churchill sakinleri korku içinde yaşamayı reddediyor ve kutup ayılarından koruma devriyesi onları güvende hissettiriyor. Open Subtitles يبدو هذا رُبَّما شيئا ً مُختلا ً ولكنَّ المُقيمين في تشيرشل يرفضون العيش في خوف. ودورية الحِماية من الدب القطبي تجعلهميشعرونبسلام.
    Karışıklık içinde yaşamayı sevmediğimi biliyorsun, tatlım. Open Subtitles تعلمين أنني أكره العيش في الــفوضى يا عزيزتي
    "Hayatını aydınlat. Karanlığın içinde yaşamayı bırak." Open Subtitles نور حياتك وتوقف عن العيش في الظلمات
    Eğer kadınlar, anneliğe geçişin bu doğal gelişimini anlasalardı, çoğu insanın bu itme ve çekme konseptinin içinde yaşamayı zor bulduğunu bilselerdi, eğer bu koşulların altında, yaşadıkları duygu ikileminin normal olduğunu ve utanılacak hiçbir şeyin olmadığını bilselerdi, daha az yalnız hissederlerdi, daha az damgalanmış hissederlerdi, bence bu, doğum sonrası depresyonu oranlarını bile düşürürdü. TED إذا فهمت النساء طبيعة تقدم التأمم، إذا علمن أن معظم الناس يجدون أن من الصعب العيش في ظل ذلك الدفع والجذب، إذا علمن أن تحت تلك الظروف تكون الازدواجية طبيعية وليست شيئًا يُخجَل منه، سيشعرن بوحدة أقل، سيشعرن بعار أقل، وأعتقد أن ذلك سيقلل حتى من معدلات اكتئاب ما بعد الولادة.
    Celeste, hayalperest olduğunu biliyorum, ...ve kafanın içinde yaşamayı sevdiğini de, ...ama en vahşi hayallerinde benim Chicago'daki en prestijli firmalardan biri olan kendi firmamdan ayrılacağımı, ...sıfırdan bir başlangıç yapacağımı nasıl düşünürsün? Open Subtitles (سيليست) أعلم أنكِ حالمة وأعلم أنكِ تحبين العيش في أفكاركِ ولكن ما بالُ أحلامكِ العنيفة،
    Korku içinde yaşamayı tercih ederim. Open Subtitles أفضّل العيش في خوف.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more