Asıl korku içinde yaşayan benim. | Open Subtitles | وحدي من يعيش في خوف لا أستطيع الخروج من منزلي في المساء |
Evimin duvarlarının içinde yaşayan bir adam var. Bir şey yapmazsanız da annemi öldürecek. | Open Subtitles | هناك رجل يعيش في حائط منزلي ..وإن لم تفعلوا شيئاً |
Dennis, bence psikolojik durumun lanet olası duvarlarımızın içinde yaşayan manyağa kıyasla çok daha sağlamdır. | Open Subtitles | دينيس, أعتقد أنك ستجد حالتي العقلية جيدة مقارنةً بالمختل الذي الذي يعيش في الحائط |
Bu film, bir hırkanın içinde yaşayan küçük adamın hikayesi miydi? | Open Subtitles | هل هو الواحد بخصوص الرجل الصغير الذي يعيش داخل سترة؟ |
Bir hikâye anlatır; kulübenin içinde yaşayan insanların kimliği hakkında bir hikâye anlatır. | TED | إنها تروي قصة. إنها تروي قصةً عن هوية الأشخاص الذين يعيشون في ذلك الكوخ. |
Hepimizin içinde yaşayan ve dışarı çıkmaya çalışan küçük şişman kız gibi. | Open Subtitles | أوه , يشبه هذا الفتاة السمينة الصغيرة التي تعيش بداخلنا وتكافح للخروج |
Yüzlerce yıl önce insanların vücut içinde yaşayan bir paraziti anlaması beklenemez. | Open Subtitles | إن الناس لم يتقبلوا بالضرورة مفهوم... كائن طفيلي يعيش بداخل الجسم... منذ مئات السنين. |
Başka bir canlının içinde yaşayan bir canlı. | Open Subtitles | إنه كائن حي يعيش في كائن حي آخر |
Çünkü aşağıda, bu dumanın içinde yaşayan bir şey varmış. | Open Subtitles | لأنه هناك شيئ يعيش في الأسفل في الدخان |
Uyanın, açlık ve sefalet içinde yaşayan bu toprağın lanetlileri. | Open Subtitles | هيا انهضوا من يقبل أن يعيش في ذل وفاقة |
Çocukluğumuzda inandığımız şu hikayeler balinanın içinde yaşayan yetişkin bir adam konuşan çalılık... | Open Subtitles | قصص الأطفال تلك ...التي رُبينا عليها ...رجل يعيش في بطن حوت ...و عليقه متحدثة |
Ama içinde yaşayan biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | لم ألتقِ قط بأي شخص يعيش في هكذا منزل. |
Kaba bir dil ve aletlerle, toz içinde yaşayan, dik durabilen bir maymun gibi. | Open Subtitles | قرد واقف يعيش في الغبار بلغة وأدوات فظة |
Bu bir filin içinde yaşayan küçük varlıktır. | TED | هذا الشيء الصغير الذي يعيش داخل فيل |
O aptalın içinde yaşayan bir soytarı var, ve er yada geç, o soytarı açığa çıkacak, çünkü soytarı soytarıdır, ve hep öyle kalır! | Open Subtitles | هناك مهرّج يعيش داخل ذلك السافل، وعاجلاًأوآجلاً.. سوف يظهر المهرّج لأن المهرّج لا يتغيّر، وسيبقى مهرّجاً دائماً! |
Ama raporunda Ra'nın insan bedeni içinde yaşayan bir tür yaratık olduğunu yazmışsın. | Open Subtitles | لكن تقريرك يقول ان رع كائن فضائى يعيش داخل جسد بشرى . |
Son 20 yılda, çok ileri derecede fakirlik içinde yaşayan insanların oranı nasıl değişmiştir? | TED | في العشرين سنة الماضية، كيف تغيرت نسبة الناس في العالم الذين يعيشون في فقر شديد؟ |
Eskiden kuşkulu itibarı ve Rus göçmeni olan günah içinde yaşayan bir kadının mı? | Open Subtitles | امرأة كان سابقا الذين يعيشون في الخطيئة مع المهاجر الروسي سمعة مشكوك فيها؟ |
Korku içinde yaşayan mektûm Hristiyanlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نتخلى عن المسيحيين المخفيين. الذين يعيشون في خوف. |
O evle veya içinde yaşayan insanlarla ilgili hiçbir şey yapmayacaksın! | Open Subtitles | لا علاقة لك بهذا المنزل ولا بتلك العائلة التي تعيش هناك |
Yüzlerce yıl önce insanların vücut içinde yaşayan bir paraziti anlaması beklenemez. | Open Subtitles | إن الناس لم يتقبلوا بالضرورة مفهوم... كائن طفيلي يعيش بداخل الجسم... منذ مئات السنين. |
Bize okyanus ve içinde yaşayan canlılar konusunda daha öğrenmemiz gereken çok şey olduğunu hatırlatıyorlar. | Open Subtitles | يمكن القول بأن هذه الحيتان تذكرنا دوما بأنه ينبغي علينا أن نتعلم أكثر عن المحيطات والمخلوقات التي تعيش فيها |