"içindeler" - Translation from Turkish to Arabic

    • بداخل
        
    • هم في
        
    • إنهم في
        
    • بالقمل
        
    - Bir zarfın içindeler. Negatifler ve bazı kopyaları. Open Subtitles هي بداخل ظرف، هناك فيلم للصور وبعض الطبعات
    - Yugi ve Kaiba 5000 yıllık bir şeyin içindeler. Open Subtitles يوجي " و " كايفا " بداخل شيئ عمره5000 سنه"
    Hey! Uzaylıları istiyorsanız, sizindir. Başbakanlık binası içindeler. Open Subtitles لو أردتم الفضائيين فهم هنا إنهم بداخل مكتب رئيس الوزراء
    Eğer onlar masum değilse, düşmanlarımızın dostlarıysa, sizinle savaş içindeler. Open Subtitles إذا هم ليسوا أبرياء، أو هم جناة أَو حلفاء مع الجناة إذن هم في حالة حرب معكم
    Bu kozanın içindeler, fakat uyanıyorlar ve ilkel bir çorba gibi oluyorlar. Open Subtitles هم في تلك الشرنقة ولكنهم يستيقظون والأمر اشبه بـ شوربة بدائية
    Yani çardaktan kaçmaya çalıştıkları kısır bir döngü içindeler. Open Subtitles إنهم في دورة لا نهائية من محاولة الهرب من الكوخ،
    Upuzun, karanlık, tüyler ürpertici servis tünelinin içindeler. Open Subtitles بداخل عدة أميال من نفق مظلم و مخيف هذا رائع
    Bazı yasal işleri yönetirler, ama çoğunlukla uyuşturucu ve fuhuş, düşük koruma haracı gibi işlerin içindeler. Open Subtitles يجب ان تتأكد أن الكاميرا بداخل الغرفة مغلقه
    - Büyük ihtimalle bu kutuların içindeler. Open Subtitles أو شئ كهذا ربما تكون بداخل هذه الصناديق
    Planı kuranlar Vatika'nın duvarları içindeler. Open Subtitles المتآمرون بداخل جدران الفاتيكان
    Ancak daha önemlisi önceki test objelerimizden dördü Savaş Dünyası'nın içindeler ve askerlerimize saldırıyorlar. Open Subtitles ولكنالمثيرللأهتمام, أربعة أفراد ممن قمنا بالإختبارات عليهم بداخل "مُحارب العالم". و يقومون بمهاجمة دورياتنا.
    Binanın içindeler, ona tırmanmıyorlar. Open Subtitles إنهم بداخل المبنى، لايقومون بـ تسلّقه.
    Hayaletleri duyuyorum. Herkesin içindeler. Open Subtitles أنا أسمع الأشباح أنهم بداخل كل فرد
    İnan bana, hala içindeler. Open Subtitles -صدقني، لا يزالون بداخل القطار
    Onlar, sürekli merak içindeler ve inanıyorum ki biz de 7 yaşındakiler gibi müzik dinlemeye, büyürken bile, devam edebiliriz. TED هم في هذه الحالة الدائمة من الإعجاب، وأعتقد جازمةً أننا نستطيع الحفاظ على الاستماع مثل أطفال سن السابعة هؤلاء، حتى حين نكبر.
    Ne, onlarda mı Evelyn Wood planının içindeler? Open Subtitles هل هم في الخطة إيفلين وود، أيضا؟
    Sanki kafamın içindeler gibi, beni dinliyorlar. Open Subtitles هو مثل هم في رأسي، وهم يستمعون لي.
    Şimdi panik içindeler. Open Subtitles الآن هم في فزع.
    Ormandalar, karavanın içindeler. Tornavida yetmeyecek sana o zaman. Open Subtitles إنهم في الغابات، وفي الشاحنة، ستحتاجين لأكثر من مفك لعين...
    - Tanrı aşkına,dolabın içindeler. - Ne? Open Subtitles ـ بحق السماء، إنهم في الدولاب ـ ما هو؟
    Yalınayak, pislik içindeler. Open Subtitles حفـاة الأقدام, جميعهم مليئين بالقمل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more