Vücudunuzdaki her atom bir zamanlar patlayan bir yıldızın içindeydi. | Open Subtitles | كل ذرّة بأجسادكم كانت ذات مرّة داخل نجم قد تفجّر |
ve adam terk edilmiş bir evin içindeydi, dışarıda değil ve ev tıpkı Adriana'nın zorla terk ettiği evine benziyordu. | TED | كان في الحقيقة داخل منزل مهجور، وليس خارجه، منزل مماثل تماماً لمنزل أدريانا التى أجبرت على مغادرته. |
Aslında kafası ta başından beri onun içindeydi. | Open Subtitles | في الواقع رأسها كان بداخل جسدها طوال الوقت. |
Evet, ama geri aldığımda anahtar hala içindeydi. | Open Subtitles | نعم ، لكن كان المفتاح بداخلها عندما أستعدت الحقيبة |
Bana aptal, hain, bela, amc.k ve çirkin adam denmiş ve bu sadece bir e-posta içindeydi. | TED | تمت تسميتي بالغبية، الخائنة، الكارثة ورجل قبيح جداً وهذا كان في ايميل واحد فقط |
Bunlarla ilgili bir şey söylemek ister misin? Demek istediğim bunlar ceketinin içindeydi. | Open Subtitles | هل تريدين ان تخبريني عن هذا لقد كانت في معطفك اللذي كنتي ترتدينه. |
Biliyorum buna dokunmam biraz garip ama bu onun kakası ve az önce içindeydi. | Open Subtitles | أعلم انه يبدو غريبا أن ألمسها لكنها كانت لتو بداخله |
Ama onlar elbise yerine atın içindeydi. Tahta at. | Open Subtitles | فيما عدا إنهم كانوا داخل حصان خشبي بدلاً من الفساتين |
Üçüncü görüşümde markette bir minibüsün içindeydi. | Open Subtitles | ثالث مرة أرى فيها هذا الرجل، و هو في شاحنة داخل السوق التجاري |
Tüm bu bahsettiğim nesneler sizinde EW-9 numaralı delilde gördüğünüz gibi sayın yargıç bir çıkının içindeydi. | Open Subtitles | كل المواد المذكورة أعلاه كانت داخل حقيبة قماشية، كما ترى سيادتك هي المستند التاسع. |
Bence araba damperli kamyonun içindeydi. | Open Subtitles | أعتقد هو كَانَ داخل تلك شاحنةِ النفايةِ. |
Russo moladan beş dakika önce binanın içindeydi ki mola da beş dakika uzunluğundaydı | Open Subtitles | كان روسو داخل المبنى قبل خمس دقائق من نهاية الشوط الاول، الذي كان خمس دقائق طويلة. |
O zaman ya dikkatini çekti ya da şüpheli bir şeyin içindeydi. | Open Subtitles | إذا إما أنها جذبت إنتباهه أو أنها كانت مُحتويَة بداخل شيء بدا غير مُؤذي |
Ve kardeşinizin cesedinin bulunduğu servisin içindeydi. | Open Subtitles | بداخل نفس حافلة المدرسة حيث وجدت جثة أختك |
Yarım saat öncesine kadar çantanın içindeydi, sana yemin ederim. | Open Subtitles | لقد كان بداخل الحقيبة منذ نصف ساعة، أقسم لك. |
Tüm o karanlık ruhlar içindeydi. | Open Subtitles | كل تلك الارواح المظلمة التي كانت بداخلها |
Dünyadaki bütün sevgi ve iyilik içindeydi. | Open Subtitles | قالت أنها تكن الحب والحنان لكل العالم فقط بداخلها |
Onu son gördüğümde, büyük plastik bir torbanın içindeydi. | Open Subtitles | حسناً, أخر مرة رايته فيها كان في كيس بلاستيك كبير |
Okul bir evin içindeydi, 100 kişiden fazla kişi küçük bir oturma odası içinde sıkıştırılmış. | TED | المدرسه كانت في بيت أكثر من 100 شخص كانوا ينحشرون في غرفة معيشه |
Döndüğümde tezgahta içinde biraz para ve not olan bir zarf vardı. Telefon da içindeydi. | Open Subtitles | كان هناك ضرفٌ على الطاولة يحتوي على رسالة و بعض المال و هاتف بداخله |
Bu Viking'in hazine sandığının içindeydi. Yıllardır pantolonumu belimde tutar. | Open Subtitles | لقد كان فى صندوق الكنز الخاص بالفايكنج لقد ابقت سروالى مرفوع لسنوات |
Delil, Scotty'nin bana verdiği sigara paketinin içindeydi. | Open Subtitles | إذن فالأدله كانت فى علبة السجائر التى أعطاها لى سكوتى |
Bu az önce onun içindeydi. | Open Subtitles | كانت مند قليل داخله |
Yüzbaşı Evans borç içindeydi. Sayende kurtulacaktı. | Open Subtitles | ايفانز كان مغطى بالديون كنت هروبه |
Kendinde değildi, her yanı kesik ve kan içindeydi. | Open Subtitles | وكانت للتو قد هربت مليئه بالجروح وتنزف بشده |