Evet, ama görünüşe göre, içlerinden biri tırnak diplerini temizlemeyi unutmuş. | Open Subtitles | نعم، لكن يبدو وكأن أحدهم لَرُبَّما عِنْدَهُ نَسى التَنظيف تحت أظافرِه. |
İlk yıl içlerinden biri birkaç kez görüş gününe geldi. | Open Subtitles | في السنة الأولى جاء أحدهم لرؤيتي في السجن عدة مرات. |
ve hiçbiri ayaklanmaya katılmıyor ama içlerinden biri Foot Locker mağazası yağmalanırken geçiyordur ve girip kendine bir çift spor ayakkabısı araklar | TED | ولا أحد منهم تدخل في أعمال شغب، لكن أحدهم مر بجوار متجر أحذية يتعرض للسرقة فدخله وأخذ حذاءً جديدًا. |
İçlerinden biri, aklına geleni söyleyen küstah bir amcık ağızlıydı. | Open Subtitles | وكان هناك واحد منهم أحمقً الذي لا يهتم إلا بنفسه |
Eğer içlerinden biri oraya bakarken yakalanırsa... kabilenin büyücüsü tarafından öldürülüyor. | Open Subtitles | لو وجده واحد منهم او حتى نظر اليه يجب ان يقتله ساحر القبيلة |
İçlerinden biri benim annem ve bu adada bizi ait olduğumuz yere götürebilecek tek kişi o. | Open Subtitles | لأنّ والدتي واحدة منهم وهي الشخص الوحيد على هذه الجزيرة الذي يمكنه إعادتنا إلى حيث ننتمي |
Ayaklanmanın 3.gününde içlerinden biri Smolenskaya'ya yürümeyi önerdi. | TED | و في اليوم الثالث للإنقلاب إقترح أحدهم أن نصعد إلى سمولينسكايا |
İçlerinden biri yaklaşıp bana etrafı gezdirmeyi teklif etti. | TED | اقترب أحدهم مني واقترح علي أن يٌريني المكان |
Ve içlerinden biri bana eşimi, Catherine'i sordu o da benimle birlikte gelmiş miydi ya da öyle bir şey. | TED | و سألني أحدهم عن حال كاثرين, زوجتي, هل طارت معك أو شيء من هذا القبيل؟ |
İçlerinden biri olur da kapımıza gelirse onu öldürmek zorunda mıyım yani? | Open Subtitles | تعنين بأنه لو دخل أحدهم مع ذلك الباب بعد ظهيرة هذا اليوم من المفترض أن أحاول قتله؟ |
İçlerinden biri tüm aileyi katletti ve sonra intihar etti. | Open Subtitles | أحدهم كان مجنون قاتل والعائلة بأكملها مثل سلوكه |
Annesi oğlunun ölümünden idarecileri sorumlu tuttu ve hepsini öldürmeye kalktı ama içlerinden biri onun kafasını kesti. | Open Subtitles | ألقت والدته اللوم على المشرفين لموت إبنها وحاولت قتلهم جميعاً لكن قطع أحدهم رأسها |
İçlerinden biri topraklı olmalı. Yani o kesilmeli, değil mi? | Open Subtitles | أحدهم لابد أن يكون الأرضي لذا اقطعه صحيح ؟ |
Evet, ama içlerinden biri ona karşı çıkarsa ilaca ihtiyacı olur. | Open Subtitles | وإن إقدم أحدهم على عصيانه إستخدم الترياق لمحو لعنته |
Ve 38.50 dolarına bahse girerim ki... İçlerinden biri kızın cüzdanını çarpan çıkacak. | Open Subtitles | وأراهنك بـ 38.5 دولار بأن واحد منهم هوالذيسرقالمحفظة. |
- Üç yıl boyunca dökülmelerini izledim, ve içlerinden biri bile vazgeçmedi, firar etmedi. | Open Subtitles | لمدة ثلاث سنوات لقد شاهدتهم يسقطون ولا واحد منهم استقال ولا واحد منهم فر |
Ama içlerinden biri Mickey Mantle'ı, şöminenin üzerindeki kuklalardan biri sanıyor. | Open Subtitles | وبعض فريق البيسبول بطولة من أوساكا. واحد منهم يفكر عباءة ميكي شيء على الموقد الفأر. |
İçlerinden biri geçen gün bir iş için buradaymış... seni siyahlara yiyecek satarken görmüş. | Open Subtitles | واحد منهم كان هنا قبل بضعة أيام من أجل شيء رآك تبيعين الطعام للملونين |
İçlerinden biri, bizim yıldızların içeriğine dair anlayışımızın anahtarını sundu. | Open Subtitles | واحدة منهم قدمت مفتاحاً لفهمنا المادة المكونة للنجوم |
İki arkadaş aynı kızdan hoşlanırsa içlerinden biri kenara çekilmeli. | Open Subtitles | عندما يحب صديقان المرأة نفسها فيجب أن يتنحى أحدهما جانباً |
İçlerinden biri özel dedektif tutup antrenmandan sonra çocuğunu kaçırtmış olmalı. | Open Subtitles | الطلاق كما تعلم .. وأحدهم يصل إلى أقحام محقق خاص ويأخذ الأطفال بعد التدريب |
İçlerinden biri kepimi istedi üzerine Macar renklerini iğneledi ve elime bir ilan sıkıştırıverdi. | Open Subtitles | طلبت إحداهنّ قبعتي العسكرية علّقت ألوان هنغاريا الوطنية عليها وأقحمت منشورًا في يدي |
Umarım içlerinden biri adamı nerede bulacağımızı söyler. | Open Subtitles | أن واحداً منهم سيكون قادراً على إخبارنا أين نجد هذا الرجل |
Oysa, iki kadınla randevum olduğunda, içlerinden biri beni terkederse... | Open Subtitles | ,على كلٍّ، عندما أواعد امرأتين إن قامت إحداهما بهَجري |
Bu örneği bir grup bilgisayar bilimcisine verdim, sonra içlerinden biri yanıma geldi. | TED | لقد أعطيت هذا المثال لمجموعة من علماء الحاسوب ذات مرة. وبعد ذلك، جاء إلي واحدٌ منهم. |
Bunu çözemezsek, içlerinden biri buz heykeline dönüşmek üzere. | Open Subtitles | أجل، وواحد منهم على وشك أن يصبح تمثال جليدي إن لم نكتشف السبب |
İçlerinden biri bizim adam olmalı. | Open Subtitles | احدهم يجب ان يكون رجلنا المنشود |