"içmekten" - Translation from Turkish to Arabic

• شرب
• الشرب
• تدخين
• شربه
• بالشرب
• وشرب
• من احتساء
• مع الشراب
• فكرة تعاطي

Bira içmekten sıkılana kadar, ki, bira içmekten asla sıkılmam.
حتى أشعر بالملل من شرب هذه وأنا لا أشعر بلملل من شرب هذه.

Siz beyler hiçbirşey yapmadan sadece içmekten yorulmadınız mı?
ألا تتعبون يا جماعة من عدم فعل أي شيء سوى الجلوس و شرب الجعة؟

Suçluydum. Fakat içmekten, öldürmekten değil.
لقد كنت مذنباً ، فى الشرب و ليس فى القتل

O da nereden çıktı? Fazla içmekten ateşlenip öldüm.
لا ، لقد مت بالحمى بسبب الإفراط في الشرب

Size ücretsiz tıbbi bir tavsiye. Şunları içmekten vazgeçin.
ودعني أعطيك نصيحة طبيية توقف عن تدخين هذه الأشياء

Ama, onun da dediği gibi, çocukları eğitmeyecekler çünkü o zaman bu, bu içeceği içmekten vazgeçmeleri demektir ve bu da onlar için felaket demek.
لكن, مثل ما قال, انهم لا يريدون تعليم هؤلاء الاطفال لان هذا يعني انهم سيقفون عن شربه وهذا شيء مأساوي لهم

Alınma ama Şerif, seninle kahve içmekten başka yapacağım tonla işim var.
لا أقصد الإهانه أيتها الشريف، ولكن لدي أمور علـّي القيام بها معك بالإضافة إلى شرب القهوة

Pekâlâ. Beni kontrol et. Beni bu birayı içmekten alıkoy.
حسناً ، تحكم بيّ اوقفني من شرب هذه الجعة

Fakat bu beni içmekten ve kafayı bulmaktan alı koyamadı.
...لكن لم يمنعني ذلك من شرب الكحول و تعاطي المخدّرات

Dayım Emmett, İçki Yasağı'nda bir küvet dolusu kötü cin içmekten kör oldu.
ذهب عمي إميت أعمى شرب دفعة سيئة من الجن حوض الاستحمام في حظر. ماذا؟

Biliyor musun, Priya, dünyada içki içmekten... daha kötü bir şey yok.
هل تعلمين يا بريا, ليس هناك شيء أسوء في هذا العالم من شرب الخمر

Ama eğer çay derken, kast ettiğin şey çeşme suyu içmekten kastın ise burundan içeri dökmekse.
ان كنت بكلمة شاي تعنين ماء الصنبور المملح و بكلمة شرب تقصدين ان يقوم بسكبه في انفه

Bir yaratığın kıçından çıkanı içmekten hoşlanmıyorum.
لكن لدي اشمئزاز من الشرب من فتحه الشرج لاي كائن

Yalnız içmekten iyidir herhalde. Saat kaçta?
أعتقد ان هذا أفضل من الشرب وحدي في أي وقت؟

Birisi gelirse kalkarım Yalnız içmekten nefret ederim.
حسنا اذا جاء الشخص سأقوم اكره الشرب لوحدي

Dediğim gibi efendim, içmekten kıpkırmızıydılar.
أخبرتك يا سيدتي, كانوا ثائرين من فرط الشرب

Güzel bir hanımla içki içmekten daha güzel bir şey var mıdır acaba.
حسنًا ، ماذا سيكون أفضل من الشرب مع امرأة جميلة

Biliyorsun, belki de sorunlarımızı çözmenin hızlı içki içmekten başka bir çözümü vardır.
لعلمكِ ، لعل هناك حل لمشكلتينا إضافة إلى الشرب السريع

Cam borudan ot içmekten iyidir herhalde.
حسناً ، أعتقد أن هذا أفضل . من تدخين الحشيش

Eğer çok arkadaşım varsa, ne içmekten hoşlandığımı sordular.
إن كنت احظى بالعديد من الأصدقاء، ما أحب شربه

Seninle içki içmekten her zaman hoşlanırım Duck fakat konserden eve dönerken yolunun buradan geçmediğine eminim.
آه ، دائما استمتع بالشرب مع ، داك ولكن ليس بالضبط على في طريقك إلى البيت من السمفونية

Ahlâk Komisyonu'nda ne işim olduğunu soran olursa kadınların peşinden koşup viski içmekten hoşlandığımı, Başkan'ın bizim de temsil edilmemiz gerektiğini düşündüğünü söyleriz.
سنخبرهم فقط أني أحب مطاردة النساء وشرب الويسكي ولقد أحس الناطق أن تمثيليتنا ضعيفة

Sen içmekten korkarsın. Ben de aforoz edildim.
بسبب خوفك الجنوني من احتساء الخمر ومنعيمندخولالكنيسة..

Evet ama, ne olduğunu bilmediğim bir şeyi içmekten hoşlanmam.
نعم ,ولكني لا أحب فكرة تعاطي شيء ما بدون معرفة ما هو.