İçtenlikle, dondurdukları insanların bir zaman sonra hayata döndürüleceğine inanıyor. | Open Subtitles | انهم يعتقدون بصدق القتلى هم الحفاظ على ستتم اعادته الى الحياة في وقت لاحق في الوقت المناسب. |
Şunu içtenlikle söyleyebilirim ki " Ben iyi bir insanım" | Open Subtitles | أعتقد إنني يمكن أن أقول بصدق أنا رجلٌ لطيف |
O gün, o ajanları içeri gönderdiğimden ötürü pişmanlık duyuyorum ve o gün ölenlerin ailelerinden içtenlikle özür diliyorum. | Open Subtitles | إنني آسف على قرار إرسال هؤلاء العملاء في ذلك اليوم وآسف بصدق وأعتذر |
Annen öldüğünde, ona seninle ilgileneceğime içtenlikle söz verdim. | Open Subtitles | عندما توفت أمك العزيزة وعدتها بإخلاص أنني سأعتني بك |
Cuma öğleden sonra, Gazetecilik sınıfında katılımı zorunlu toplantıya içtenlikle davetlisiniz. | Open Subtitles | انت مدعوة بمودة لحضور الاجتماع في فصل الصّحافة هذه الجمعة بعد الظهر |
İçtenlikle menfaatlerini gözeten biriyim ben sadece. | Open Subtitles | أنا فقط رجل ما ينصحك بأفضل النصائح من القلب |
İçtenlikle, suçlu olduğuna dair en ufak bir kuşkun varsa bize söylemelisin. | Open Subtitles | ... فقط إذا قلتي لنا بصدق بأنكِ لا تملكين أدنى شك به |
Dedim ki, adı bir efsane olan konuğumuz, bize içtenlikle anlatmalı, bir adamın, hayattaki en muazzam şeyler olarak adlandırabilecekleri nelerdir? | Open Subtitles | أقول يا ضيفنا الذي اسمه أسطورة يجب أن تخبرنا بصدق ما الذي قد يدعوها الرجل أعظم أشياء في الحياة؟ |
İçtenlikle söylüyorum ki seçim günü geldiğinde sizin gibi önemli kişilerin beni desteklemesini umuyorum. | Open Subtitles | لذا بصدق عندما يأتي يوم الإنتخابات أتمنّى لأشخاص مهمين مثلكم بدعمي |
Tamamen normal görünüyor. İçtenlikle söyleyebilirim ki kızım ilk defa gözüme çekici göründü. | Open Subtitles | يبدو طبيعي تماما يمكنني القول بصدق لاول مرة |
Özür dilemeniz gerekiyorsa, içtenlikle özür dileyin. | Open Subtitles | اذا كان لديك شئ للاعتذار عليه يرجى ان تعتذر عليه بصدق |
Çok gerekli değilse konuşmayacağız, gerekmeyeceğini umuyorum içtenlikle. | Open Subtitles | أنا وأنتم لا نتحدث مع بعض إلا في الضرورة وهذا ما لا أتمناه بصدق |
İçtenlikle yalvaran ve yardım dileyenleri dinlemeye karar verdim. | Open Subtitles | الا استمع الى بعض صلاوات هؤلاء من توسلوا بصدق و تتضرع , اليس كذلك |
Hayatta kalmanızı içtenlikle umuyorum, böylece bu işi düzgünce bitirebiliriz. | Open Subtitles | أتمنى بصدق أن تبقي حية حتى ننهي هذا الأمر بشكل صحيح. |
Ayrıca pembe ve moruda geldi, ama içtenlikle söyle... en iyisi hangisi? | Open Subtitles | أنه يوجد وردي وبنفسجي منه, لكن بصدق ماهو الأجمل؟ ؟ |
Ama ben içtenlikle onu sevmeye çalıştığımı anladım. | Open Subtitles | ولكن فى النهاية ، لقد فهمتُ سأحاول أن أحبها بإخلاص. |
Her alanda, içtenlikle çalışıyorsan terfi alırsın. | Open Subtitles | في كل ميدان، إذا كنت عملت بإخلاص ستحصل على ترقية |
Üstünlük taslayıp bizi hor görmek yerine bize içtenlikle yaklaşmalısın. | Open Subtitles | بدلاً من الإستعلاء و معاملتنا بإزدراء يجب ان تنظري إلينا بمودة |
Bunu içtenlikle söylüyorum, Monsenyör. | Open Subtitles | أكلّمك من القلب |
Şimdi başkanınız olarak içtenlikle özür diliyorum sizden. | Open Subtitles | الآن، كما رئيسكم، أنا أقدم بتواضع اعتذاري خالص. |
İçtenlikle söyleyebilirim ki, hiç kimse sizin gibi öykü anlatamaz. | Open Subtitles | .. بكل صدق لا أحد يستطيع أن يكتب قصّة مثلك |
İçtenlikle benimle konuştu. | Open Subtitles | ولقد تحدث إلي بصدرٍ رحب. |
Şunu söylemek istiyorum ki, en içtenlikle çok ama çok teşekkür ediyoruz. | TED | أود ان أشكركم من أعماق قلبي شكرا جزيلا لكم |
İçtenlikle yerine getireceğim... | Open Subtitles | .... على أن أكون مخلصا ً |
ABD Başkanlığı görevimi içtenlikle yerine getireceğim. | Open Subtitles | .... على أن اكون مخلصا ً . "كرئيسا ً لـ "الولايات المتحدة الأمريكية |