| Bu içtiğiniz şey bir serotonin antagonisti değil! | Open Subtitles | هذا ليس مقاوم السيروتونين الذي كنت تشربه! |
| # Biliyor musunuz ne var içtiğiniz suda, ben biliyorum oysa # | Open Subtitles | * هل تعرف ما الذي في الماء الذي تشربه ؟ * |
| Sarhoş domuzlar gibi içtiğiniz bu lezzetli şampanyanın hepsi zehirliydi. | Open Subtitles | كل هذه الشمبانيا اللذيذة اللتي كنتم تشربون |
| Otuz üç yıllık viskiyi içtiğiniz şeyle kirletmek istemezsiniz. | Open Subtitles | فلا تريدون خلط صاحب الـ33 سنة بماء المراحيض الذي تشربونه |
| Memlekette içtiğiniz o sidik suyuna benzemeyen iyi Alman birası yüzünden. | Open Subtitles | إنها الجعة الألمانية الجيدة، وليس ماء التبول الذي تشربونه في بلدكم، صحيح؟ لا، في الواقع أنا لا أشرب |
| İçtiğiniz şu ishal de iğrenç kokuyor. | Open Subtitles | هذا الإسهال الذي تشربه رائحته مقززة |
| Bu içtiğiniz viski var ya? | Open Subtitles | الويسكي الذي تشربه |
| Yıllardır içtiğiniz bir içecek olduğuna eminim ve hâlâ seviyorsanız, yakın bir zamanda tekrar almanız için bir hatırlatma yapıyorum. | Open Subtitles | أنا متأكدٌ بأنه الشراب الذي لا زلتم تشربونه منذ سنين فإن كنتم لا تزالون تحبونه, فأحب أن أذكركم أن تشتروه مرة أخرى في القريب العاجل |
| Şu anda içtiğiniz şarap ise 89 yılından kalma bir Folgore. | Open Subtitles | النبيذ الذي تشربونه الآن هو من نوع "فلغوري 98" |