İğneleyici olmanın beyni nasıl etkilediğine dair yeterince araştırma yok maalesef. | Open Subtitles | لا يوجد مايكفي . من البحوث عن تأثير السخرية على الدماغ |
Bir insanı küçük düşürüp onunla alay etmekten, ona iğneleyici bir biçimde takılmaya, hakaret edici şakalar yapmaya, toplantılarda mesaj atmaya kadar birçok farklı davranış içerir. | TED | وتشمل الكثير من التصرفات المختلفة، من السخرية أو التقليل من شأن شخص ما، إلى إغاظة الناس بطرق خبيثة، وإلقاء نكات مهينة، إلى استخدام الرسائل في الاجتماعات. |
Sadece, iğneleyici olmayı çok sevip buna bir bahane arıyormuşum gibi görünüyor. | Open Subtitles | إنّني .. إنّني أستمتع حقاً كوني ساخراً و لابدّ أنّي أتصيّد للأعذار |
Kulağa imalı ve iğneleyici bir söz gibi geliyor. | Open Subtitles | ما قلتيه يبدو وكأنه سخرية بطريقة ملتوية سخرية؟ |
Kalp çarptırıcı, iğneleyici sözler havada uçuyor.. | Open Subtitles | لكن يا إلهي كان نصراً طائر ساخر ماص للدم |
Böyle tek kelimelik, iğneleyici cevaplar vermeye bayılırsınız. | Open Subtitles | نعرف بأنّك تحبّ انت تعطيهم كلمة واحدة، اجابة ساخرة. |
Bu sene Noel için, iğneleyici sözler kullanıyoruz anlaşılan. | Open Subtitles | أرى بأنّنا سنحضى بسخرية لعيد الميلاد هذه السنة |
İğneleyici konuşmandan bıktım. | Open Subtitles | لقد سئمت من سخريتك. |
İğneleyici söz, ayıplamak veya küçümsemek işe yaramaz. | TED | لن تفيد السخرية ولا الفضيحة ولن يفيد الازدراء. |
Sizi uyarıyorum, iğneleyici olmak çok tehlikeli! | Open Subtitles | أنا أحذركم كونكم . بهذه السخرية شيءٌ خطير |
İğneleyici sözlerle sana saldırmamı mı tercih ederdin? | Open Subtitles | أتفضل أن أهاجمك ببعض التعليقات السخرية المعادية ؟ |
"duh" yada "doy" dediğin zaman ne dediğini anlayamıyorum veya daha iğneleyici, "gerçekten mi?" Tanrım Fiona. | Open Subtitles | بصراحة لا أستطيع أن أقرر ما إذا كنت سأقول "أحمق" أم "أخرق" أو ساخراً جداً، "أوه، حقاً؟" يا إلهي، فيونا. |
Müşterilerine karşı her zaman böyle iğneleyici misindir? | Open Subtitles | هل أنت دائماً تكون ساخراً مع عملائك ؟ |
Küçük bir çocuk sadece iğneleyici duruma gelmiş. | Open Subtitles | اتضح أنّ طفلاً ما ! . يحاول أن يكون ساخراً |
Telefon görüşmelerindeki iğneleyici tavırları nedeniyle... | Open Subtitles | مكالماته الهاتفية تحمل نبرة سخرية مهينة |
'Çünkü yapıcağın her hareket karşı tarafa iğneleyici gelicek. | Open Subtitles | Cecause كل ما عليك فعله هو ستعمل تؤتي ثمارها كما سخرية. |
Biraz iğneleyici konuşuyordu. Yanılıyor da olabilirim. | Open Subtitles | نعم , لقد بدا كأنه ساخر قليلاً ربما أكون مخطئة |
İğneleyici eleştirilerimi kime yapacağım? Yabancılara mı? | Open Subtitles | هل سألقي تعليقات ساخرة إلى الغرباء؟ |
Her zaman bu aptalca iğneleyici lafları etmek zorunda mısın? | Open Subtitles | هل دائماً تسخرين من أمر هؤلاء المغفلون؟ |
Bazen şu iğneleyici lafların beni deli ediyor. | Open Subtitles | أتعلم، يمكن أن تصبح شخصية تهكمية بالفعل |
Eğer benim iğneleyici olmama izin yoksa, senin de küçümsemene izin olmamalı. | Open Subtitles | حسناً، أتعلم، إذا لم يُسمح لي بأن أسخر منك لن يُسمح لك بأن تُصغّرني. |
İki roman yayınladı, fakat belki de en çok, iğneleyici dil, alışılmadık mizah ve tatlı tatsız senaryolarıyla kasaba yaşamını keşfettiği kısa hikayeleriyle tanınıyor. | TED | نشرت روايتين، لكن لعلّ شهرتها تعود لقصصها القصيرة، التي تستطلع حياة بلدةٍ صغيرةٍ بلغةٍ لاذعة وفكاهةٍ غير مألوفة، وبشكلٍ مبهج سيناريوهاتٍ بغيضة. |
Eğer sen iğneleyici ağzını daha az açsaydın, yolunda gidecekti. | Open Subtitles | لكان الأمر يستحق المحاولة لو أنك أبقيت فمك الجميل الساخر مغلقاً |
Tabii, çünkü lafı söyleyen insanlar iğneleyici konuşup konuşmadıklarını anlayamazlar. | Open Subtitles | -لم تكن تتهكم صحيح، لأنّ الذين يتكلمون لا يمكنهم القول بأنّهم يتهكمون |
Onun sömürgeciliğe yapılmış iğneleyici jeopolitik bir referans olup olmadığını ben bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعرف ان كان هذا حتى ساخرا من اشارة جغرافية سياسية للمستعمرات او لا |