Bıçağı yetkililere teslim ediyor, tüm tahkikat sırasında da işbirliği yapıyor, ve sonra, siz onu cinayetle suçluyorsunuz. | Open Subtitles | يأخذ السكينة المذكورة للسلطات يتعاون مع التحقيق ثم تتهمونه بجريمة |
Kaynağıma göre, Dr. Strauss şu an yetkiler ile tam işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | 46,689 طبقا لمصادري فإن الدكتور ستراوس يتعاون تماما مع السلطات الآن |
Şu anda dokunulmazlığı karşılığında FBI'la işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | إنه متعاون مع الأف بي آي مقابل الحصانة |
Korkudan ödü patlamış. Ama işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | حسناً، هو مرعوب جداً ولكنّه متعاون |
Sizin hükümetiniz çalışmalarını himaye ediyor ve işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل تحت تعاون ومشاركة مطلقة من حكومتكم |
Brower Kimyasalları, çöp boşaltımını yapan şirketi satın alan şirket bizimle tam bir işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | براور " الكيميائية التي إشترت الشركة " التي قامت بالتخلص تعاونت بالكامل |
O kadar kolay değil. Mikolaj işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | ليس بهذه البساطة ميكولاج يتعاون |
Renard Kara Pençe ile işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | رينارد يتعاون مع المخلب الاسود |
Harry işbirliği yapıyor mu? | Open Subtitles | هل يتعاون معك هاري |
- Hizbullah işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | حزب الله يتعاون لكن؟ |
Peki ya Shawn Palmer, işbirliği yapıyor mu? | Open Subtitles | ماذا عن " شون بالمر " ، هل يتعاون ؟ |
Evet ama bize isimleri verecek, işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | نعم.. لكنه اعطانا الاسماء انه متعاون |
Baban işbirliği yapıyor galiba. | Open Subtitles | يبدو أن أباك متعاون |
Grooms'a göre, o işbirliği yapıyor. Tabi, bahse girerim işbirliği yapıyordur. | Open Subtitles | نعم، سأراهن بانه متعاون |
Cylonlarla işbirliği yapıyor göründü mü? Elbette. | Open Subtitles | إذن هل أظهر تعاون مع السيلونز ؟ |
Bay Salvano, bir süredir... bazı federal ajanlarla işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | السيد سالفانو قد تعامل لبعض الوقت... ...هذا تعاون مع وكالة الفدراليون . |
Demek CIA, sürpriz bir şekilde işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | -إذن، الإستخبارات المركزية تعاونت بشكل مفاجئ . |
O Maria ile işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | (أنها تعاونت مع (ماريا |
FBI ile işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل مع المباحث الفيدرالية |
- O bir günahkar. Bizi Köken yolundan saptırmak isteyenlerle işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | إنها تتآمر مع مَن سيضلوننا عن درب "الأصول" |
Biliyorsun bazı muhbirler isteyerek işbirliği yapıyor. | Open Subtitles | انت تعلم, بإن هناك مخبريين سريين تعاونو معنا طوعاً منهم |