"işbirlikçi" - Translation from Turkish to Arabic

    • متعاون
        
    • التعاوني
        
    • متآمر
        
    • تعاونا
        
    • تعاوناً
        
    • متآمرة
        
    • متآمرًا
        
    • تعاونًا
        
    • المتواطئ
        
    • تعاوني
        
    • التعاونية
        
    • ومتعاون
        
    • المتآمرة
        
    • المتعاونة
        
    Herkes yapıyor. Belki biraz fazla iş yapıyorum. Bu işbirlikçi olduğum anlamına mı geliyor? Open Subtitles ربما انى اتاجر بدرجه اكبر هل هذا يجعلنى متعاون ؟
    Hain , işbirlikçi ve... devrim karşıtı olmakla suçlanıyorum. Open Subtitles . .. أنا متهم بأن أكون خائنا و متعاون و ثوري
    Ve bu itibar dökümü işbirlikçi tüketime ulaşmamızı belirleyecek. TED وهذا الرصيد من السمعة سوف يحدد إمكانية دخولنا للإستهلاك التعاوني.
    Yasak gerçeği derebeylik kanunlarından sakladığın için işbirlikçi değil misin? Open Subtitles ألا تعتبر متآمر بإخفائك الحقيقة عن صاحب القانون؟
    insanlar atfedildiklerinden daha işbirlikçi ve empati sahibi. TED لأن الإنسانية هي أكثر تعاونا وتعاطفا بكثير مما يقال عنها.
    O kelimeyi kullanmazdım, ama artık daha işbirlikçi davranıyor. Open Subtitles ليستذلكالمعنىالذىأقصده.. لكنها كانت أكثر تعاوناً
    Sen işbirlikçi, yapışkan, kan emici bir kaltaksın. Open Subtitles أنتِ عاهرة متآمرة ومتشبثة ومبتزّة
    - Başka bir işbirlikçi getirene kadar mı? Open Subtitles حتى تقدم متآمرًا آخر؟ نعم
    Eğer savcıdan ekstra iyilik istersem ve ne kadar işbirlikçi olduğuna dair yalan söylersem. Open Subtitles إذا أنا لطيفة زيادة مع المدعي العام. وأكذب حول كم كنت متعاون.
    Kendisine iyi ve işbirlikçi askerler kanıtlıyor gibi. Open Subtitles غالبا سيكون أثبت نفسه كجندي جيد و متعاون
    İşbirlikçi tasarımın yaratıcı problem çözme tekniklerini kullanarak, istedikleri sonuçları elde etmek için planlı çalışıyorlar. TED إنهم يعملون عكس النتائج التي يريدونها، باستخدام أساليب حل المشاكل الإبداعية من التصميم التعاوني.
    Bunu yayılan işbirlikçi tüketim olarak adlandırıyorum. TED مااسميه فيض الاستهلاك التعاوني.
    Birlikte yazdığımız arkadaşım Roo Rogers ve ben aslında tüm dünyadan işbirlikçi tüketim ile ilgili binlerce örneği bir araya getirdik. TED لذلك فالكاتب المشارك معي، روو روجرز، وانا جمعنا في الواقع الآلاف من الأمثلة من جميع أنحاء العالم علي الاستهلاك التعاوني.
    - Sahi mi? Gizli anlaşma bir işbirlikçi gerektirir. Open Subtitles صحيح؟ لكن المؤامرة تتطلب متآمر آخر
    Ya gönüllü işbirlikçi ya da süzme salak. Open Subtitles هو إما متآمر على استعداد أو dumbshit مسطحة خارج.
    Şart koşmadan ona yardım etseydik Cross daha değerli ve daha işbirlikçi olabilirdi. Open Subtitles ربما كان كروس اكثر قيمه , اكثر تعاونا لو ساعدناه بلا شروط
    Keşke tartışacağına biraz daha işbirlikçi davransaydın. Open Subtitles أكثر تعاوناً من البداية في هذا
    Lockhart/Gardner'in işbirlikçi olarak yansıtılmasını değiştirir. Open Subtitles نطلب تعديل الدعوى لتشمل شركة ... لوكهارت وغاردنر بصفتها متآمرة
    Peki başka bir işbirlikçi buldunuz mu? Open Subtitles وهل وجدتَ متآمرًا آخر؟
    Bilinçli yatırımcılar, bunu toplum ve çevreyi geliştirmek için ve bu süreçte para kazanmak için yapar ve bunu biraz daha işbirlikçi ve yapıcı şekilde yaparlar. TED أما المستثمرين الواعين اجتماعيًا فيفعلون ذلك لتحسين المجتمع والبيئة وجني المال ضمن العملية ويفعلونه بشكل أكثر تعاونًا وبناء بقليل.
    İşbirlikçi eski kocam şehre gelip kızımı ve kızımın kreasyonunu benden çalıyor. Open Subtitles و زوجي السابق المتواطئ يأتي إلى المدينة و يسرق أبنتي و عرض أزياء أبنتي مني
    Size işbirlikçi tüketimin davranış değişikliğinde ne kadar güçlü olduğuna dair sadece bir örnek vereceğim. TED لذلك أريد أن أعطيكم مثالا عن كيفية طريقة استهلاك تعاوني قوية يمكن أن نغير السلوكيات.
    Benim tutkum ve son birkaç yılı araştırmaya adadığım şey, işbirlikçi davranışlar ve bu sistemler içerisindeki güven mekanizmaları. TED شغفي والذي قضيت فيه سنواتي الأخيرة متفرغة للبحث، هي السلوكيات التعاونية و آليات الثقة المتأصلة في هذه النظم.
    Hayır. Onlara senin şerefli biri olduğunu gösterdim... ve bir işbirlikçi olduğunu da... Open Subtitles كلا، ولقد بينتُ لهم إنك رجل ذو شرف، ومتعاون
    İşbirlikçi yetkilimiz on dakika önce eve geldi. Open Subtitles أمينة المعرض المتآمرة ستصل إلى منزلها في غضون عشر دقائق
    Uzaylılar insanları oldukça lezzetli görüyor ancak medeniyetleri, son derece mantıklı ve işbirlikçi canlıları yemeyi yasaklıyor. TED وهذه المخلوقات تعتبر أنّ البشر ذوي مظهر شهي حقا، لكن حضارتهم تمنع التهام الكائنات المتعاونة ذات القدرات الذهنية الفائقة،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more