İşe gitmek için 40 kalori, eve gitmek için 500 kalori harcayabilir, sonra da duş alabilirsiniz. | TED | يمكنك بذل 40 سعرة حرارية للذهاب للعمل و500 للذهاب للمنزل، حيث يمكنك أخذ حمام. |
O bir otobüs şoförüydü. Benim işe gitmek için bindiğim otobüsün. | Open Subtitles | كان جدك سائق الحافلة التي استخدمها للذهاب للعمل. |
İşe gitmek için hep erkenden kalkar. | Open Subtitles | هي دائما تستيقظ باكرا للذهاب للعمل |
Sen de işe gitmek için giyin, anladın mı? | Open Subtitles | ويستحسن بك ان تلبسي للذهاب إلى العمل ، مفهوم؟ |
- İşe gitmek için hazırlanıyor. | Open Subtitles | تستعد للذهاب إلى العمل |
Eve 20 dakika önce döndü, sonra da işe gitmek için çıktı. | Open Subtitles | عادت إلى المنزل لمدة عشرين دقيقة ثم ذهب إلى العمل بعدها |
Komşum işe gitmek için ayrılınca çitlerin üzerinden atlamak istedim. | Open Subtitles | كنتُ أقوم بتصغير سياج جاري هذا الصباح بعد أن ذهب إلى العمل |
Her sabah işe gitmek için kalkmayacaktım. | Open Subtitles | لم اكن أنهض كل صباح للذهاب للعمل. |
Eddie, buraya gel. İşe gitmek için hazırlanmalıyım. | Open Subtitles | "إيدي" ، تعال تعال ، يجب أن أستعد للذهاب للعمل |
İşe gitmek için otobüse bindim. | Open Subtitles | أجل ، لقد أخذتُ الحافلة للذهاب للعمل. |
İşe gitmek için hazırlan. Aşağıya in. | Open Subtitles | استعد للذهاب للعمل |
İşe gitmek için hazırlanıyor. | Open Subtitles | إنها تستعد للذهاب للعمل |
Stef, işe gitmek için giyinmen gerekiyor. | Open Subtitles | (ستيف), أنت بحاجة لارتداء ملابسك للذهاب للعمل |
İşe gitmek için seni kaldırıyorum. | Open Subtitles | -أقلك للذهاب للعمل |
İşe gitmek için hazırlanmam lazım. | Open Subtitles | علي التحضر للذهاب إلى العمل |