İşe gitmeyi denedim ama giderek daha da ağırlaştılar. | Open Subtitles | لقد حاولت الذهاب للعمل ولكن الإحساس أصبح أثقلاَ |
Sabahları işe gitmeyi seviyorum | Open Subtitles | أحب رؤيه الشروق قبل الذهاب للعمل |
Seninle işe gitmeyi seviyorum, çünkü işi de beni de seviyorsun. | Open Subtitles | أحب الذهاب للعمل رفقتك؛ لأنّك... تحب العمل وتحبني، |
İşe gitmeyi bıraktılar nefes almayı, konuşmayı ve yemeyi bıraktılar. | Open Subtitles | توقفزا عن الذهاب إلى العمل توقفوا عن التنفس الكلام |
İşe gitmeyi severdim ama şimdi düşüncesi bile hasta ediyor. | Open Subtitles | كنت أحب الذهاب إلى العمل لكني الأن أكره ذلك |
Vic, birlikte bir hafta sonu geçirmek yerine işe gitmeyi tercih ediyorsan, bu olmayacak... böyle demek istemediğimi, biliyorsun, Sean. | Open Subtitles | فيك)، إن كنتي تفضلين الذهاب إلى العمل) .. بدلاً من قضاء عطلة أسبوعيّة معي، فلن ، ليس هذا قصدي . (وأنت تعلم هذا، يا(شون |
İşe gitmeyi,başkalarıyla olmayı severdi. | Open Subtitles | هو احب الذهاب للعمل , وجودة مع الناس |
Evet. İşe gitmeyi unutmam hariç | Open Subtitles | نعم ، عدى نسيت الذهاب للعمل |