Sen benim karnıma vurmuştun, dostum! Ve üzerime işemiştin! | Open Subtitles | انت ضربتني على معدتي انت تبولت علي يا رجل |
Reubencığım hayvanat bahçesine yaptığımız okul gezisinde zebra çitlere doğru koşturunca altına işemiştin, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | مرحبا روبن هل تتذكر الرحلة الميدانية للصف الى حديقة الحيوان عندما ركض حمار الوحش الى السياج و تبولت في بنطالك؟ |
Evet, tanıyorsun. Suratıma işemiştin dostum. | Open Subtitles | بالتأكيد لقد تبولت على وجهي يا صديقي |
Seni çok fena dövmüştü. Ağlayıp, altına işemiştin. | Open Subtitles | نعم، لقد ضربك بشدة و أنت بكيت و تبولت |
Altına işemiştin. | Open Subtitles | أنت تبولت على نفسك |
Buraya ilk geldiğinde her yere işemiştin. | Open Subtitles | - عندما وصلت إلى هنا - تبولت في كل مكان |