"işerken" - Translation from Turkish to Arabic

    • أتبول
        
    • تتبول
        
    • يتبول
        
    • التبول
        
    • أتبوّل
        
    • تتبوّل
        
    • حاجتي
        
    • حاجتك
        
    • تتبولين
        
    • فليتبول
        
    • عندما يهرول
        
    Bir grup sapığın beni işerken izlemesine izin veremem. Open Subtitles من المستحيل بان أجعل بعضاً منهم يراني وأنا أتبول
    Ayrıca, işerken kapıyı açık bırakmak istiyorum. Open Subtitles وأيضاً، أودُ أن أترك الباب مفتوحاً، عندما أتبول
    Sizi hatta işerken veya sevişirken bile çekerim. Open Subtitles سأصورك حتى وأنت تتبول أو وأنت تمارس الحب
    İşerken kameraya doğru nasıl durulur bilmiyor. Open Subtitles إنه لا يعرف كيف يواجه الكاميرات بينما يتبول
    İşerken uydurdum onu. Open Subtitles لقد إختلقت ذلك فقط في وسط التبول
    - Sonra senindir. - 19 yıldır evliyiz, işerken bana bakabilirsin. Open Subtitles وسأتركه لك نحن متزوجين لمدة 19 عامًا تستطيع مشاهدتي وأنا أتبوّل
    Şaka isteseydim seni işerken seyrederdim. Open Subtitles لو أردت دعابة لتبعتك للمرحاض وشاهدتك وأنت تتبوّل
    Michael Green, ki o da sekiz yaşındaydı, beni işerken seyredip seyredemeyeceğini sordu. Open Subtitles سألني إن كان يستطيع مشاهدتي وأنا أقضي حاجتي
    Dahası da var, bazen işerken iki farklı yerden çıkıyor. Open Subtitles أتعلمين ماذا أيضاً ؟ أحياناً عندما أتبول
    - İşerken de sikimi tutacak mısın? Open Subtitles وهل ستمسكين لي بقضيبي عندما أتبول أيضاً؟
    Beni işerken gördün. Beni sadece dostlarım işerken görmüştür. Open Subtitles أنّك رأيتني أتبول ولا أعرف هناك أحد من أصدقائي رآني أفعل ذلك.
    Termosumuz neredeyse boş, altı saattir çişim var ama gitmeye korkuyorum çünkü işerken çişim çükümde donabilir. Open Subtitles أمعاؤنا خاوية. وكان يجب أن أتبول منذ ستِ ساعات لكنني خائف أن يتجمد داخل قضيبي
    Sadece 15 dakikalığına. Daha sonra işerken yakıyor, ve evliliğini kabusa dönüştürüyor. Open Subtitles لمدة 15 دقيقة، ثمّ يحرقك عندما تتبول ويبدأ زواجك بالتدهور
    Senden haftada iki kez, işerken kafa çeken maymun resmi alıyorum. Open Subtitles مرتين أسبوعياً أحصل على بريدك لقرود تتبول على نفسها
    Eğer bu dairede yaşayacaksan işerken oturmak zorundasın. Open Subtitles إذا كنت ستعيش في هذه الشقة يجب عليك أن تتبول و أنت جالس
    Herhangi biri oraya işerken yakalanırsa, penisine veda eder. Open Subtitles أيّ أحد يُمسك وهو يتبول بها، سنقطع قضيبه.
    Duştan çıktıgımda onu klozetin üzerine işerken bulmadıgım için şanslıyım. Open Subtitles أنا محظوظة أنني لم أخرج من الحمام لأجده يتبول
    Görüşte bulanıklık, kabızlık, göz, burun, ağız kuruması, işerken zorluk. Open Subtitles "رؤية ملطّخة, إمساك , جفاف العين" "جفاف الأنف, جفاف الفم, صعوبة فى التبول"
    İşerken değil ama. Open Subtitles إلا أثناء التبول, ولكن ليس كثيراً.
    Hayır, ona gerek kalmıyor çünkü işerken çığlık atıyorum. Open Subtitles كلاّ، لست مضطرًّا لذلك، فأنا أصرخ عندما أتبوّل.
    Sen işerken ben de şınavımı çekerim. Open Subtitles قم بقضاء حاجتك سريعاً، وسأقوم بتمارين الضغط،
    Günün birinde seni işerken görmek istiyorum. Open Subtitles يوما ما، أريد أن أراك وأنت تتبولين
    Babası bunu işerken peydahlamış. Open Subtitles فليتبول شخص ما على امه
    "İşerken İnleyen Adam" az önce bana çıkma teklif etti. Open Subtitles اسمعوا يا شباب، دعاني من يهمهم عندما يهرول للخروج معه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more