İşeyeceğim ve gideceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | سأتبول. سأذهب للتبول بعدئدٍ سوف نذهب، إتفقنا؟ |
Senin donuna işeyeceğim! | Open Subtitles | سأتبول على نفسي سأتبول في سروالك |
Bana ihtiyacın varsa, odamda olacağım ve yarış atı gibi işeyeceğim. | Open Subtitles | إذا احتجت إليّ سأكون في البدوار أتبول كحصان السباق |
İşeyeceğim, işemelisin, işemeliler. | Open Subtitles | يجب أن أتبول ،يجب أن أتبول يجب أن أتبول ،يجب أن أتبول |
Ben işeyeceğim. | Open Subtitles | حَسَناً، لا بأس سأقضي حاجتي وأعود حالاً |
Mutfağa mı işeyeceğim? | Open Subtitles | هل من المفترض ان اتبول فى المطبخ؟ |
Evet ama iki dakikaya altıma işeyeceğim. | Open Subtitles | أجل، ولكنّي سأتبوّل في بنطالي هنا بأي دقيقة |
Artık içine işeyeceğim, altın dolu bir ırmağım var. | Open Subtitles | ، أشكرك . لدي نهر من الذهب لأتبول فيه |
Peki, hey, sen bana onun üzerine işe dediysen ben de işeyeceğim tabi ki. | Open Subtitles | إذا أخبرتني أن أبلل شيئاً فسوف أبلله |
Bir kaba yere işeyeceğim ve sonra üzerlerine dökeceğim. | Open Subtitles | سأبول في إناء وألقي به عليهم لاحقاً، |
Ben işeyeceğim sen de bekleyeceksin. | Open Subtitles | أنا سأتبول وأنتِ عليك الانتظار |
Durmazsan koltuğu işeyeceğim. | Open Subtitles | سأتبول على كرسيّ، إن لم توقف السيارة. |
Bu gece mezarına işeyeceğim. İşin bitti! | Open Subtitles | سأتبول على قبرك اللّيلة. |
Eğer bunun içine sığarsak, altıma işeyeceğim. Biliyorsun, ben sığarım. | Open Subtitles | ـ إذا اتسعنا هذا الفستان سوف أتبول في بنطالي ـ أنتِ تعلمين أني سأتسع لهذا |
Sana bir şans daha vereceğim, sonra çorabı ağzına tıkmadan önce üstüne işeyeceğim. | Open Subtitles | سأعطيك فرصةً اخرى ثم أتبول على هذا الثغر قبل أن أعيده |
- Seni bilmem ama ben altıma işeyeceğim. | Open Subtitles | - أنا لا أدري ما حالتك و لكني أكاد أتبول هلعاً - |
Ben işeyeceğim. | Open Subtitles | حَسَناً، لا بأس سأقضي حاجتي وأعود حالاً |
Hemen şuracıkta işeyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لقضاء حاجتي بسرعة في مكان ما هناك |
Hamile bir kadın gibi işeyeceğim. | Open Subtitles | سوف اتبول كالمرأه الحامل |
Evet ama iki dakikaya altıma işeyeceğim. | Open Subtitles | أجل، ولكنّي سأتبوّل في بنطالي هنا بأي دقيقة |
Pekala, ben gidip işeyeceğim. | Open Subtitles | حسنا ياشباب سوف أذهب لأتبول |
Çok heyecanlandım! Altıma işeyeceğim nerdeyse! | Open Subtitles | أنا متحمس جدا لدرجة أنني قد أبلل بنطالي |
Yoksa cidden altıma işeyeceğim. | Open Subtitles | سأبول في بنطالي إن لم أفعل |
Bir dakika içinde öğreneceğiz, ...çünkü gidip yarış orospuları gibi işeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً, نحن على وشك ان نكتشف بعد دقيقة لأني على وشك الذهاب للتبول كفاسقة سباق. |
Hapşu! Şimdi de sanırım gidip balığın üzerine işeyeceğim. Oliver, bu insanlar benim müşterilerim. | Open Subtitles | لأنني مريض الآن , سأذهب وأتبول على السمك اوليفر , هؤلاء زبائني |