| -Bu işe karışma. Ya da en azından kirli işlerini yaptırmak için kendine bir işgüzar bul. | Open Subtitles | ابقي خارج الموضوع أو قومي بفعل أشياء فضولية أخرى |
| Şu işgüzar hükümetin uzun kolları yok mu. | Open Subtitles | يا الهي, هذا جزء من فضولية الحكومة |
| Ne, sence ben işgüzar mıyım? | Open Subtitles | ماذا , أتعتقد بأنني فضولية ؟ |
| Martha Huber, yerel işgüzar. | Open Subtitles | مارثا هوبر)، إمرأة محلية فضولية) |
| İşgüzar, başkasının işine burnunu sokan aşırı ilgili bir anne, meraklı bir çocuk, hatta meraklı maydanoz gibi davranıyorsun! | Open Subtitles | أنت متطفّلة , و فضوليّة تطوفين كالهليكوبتر , سليطة اللسان و تحشرين نفسكِ في كل شيء |
| - İşgüzar. | Open Subtitles | متطفّلة |
| Gölde oturan bir işgüzar. | Open Subtitles | فضولية البحيرة |
| İşgüzar. | Open Subtitles | متطفّلة |