İşi kabul etmemin tek sebebi, banka hesabımın yerlerde sürünmesiydi. | Open Subtitles | وقد قبلت الوظيفة لأن حسابى المصرفى كان مفلسا |
Bu kadar ağlayacağını bilseydim işi kabul etmezdim. Annecim! | Open Subtitles | لو كنت أعلم أنكِ ستبكين هكذا لما قبلت الوظيفة |
Teklifiniz için müteşekkirim ancak işi kabul edemeyeceğim. Teşekkürler. | Open Subtitles | أقدر لكم العرض ، لكن لا يمكنني قبول الوظيفة ، شكراً |
Çok üzgünüm ama o işi kabul edemezsin. | Open Subtitles | اسفة لكنك لن تستطيع قبول الوظيفة الجديدة |
Sadece şunu söyleyeyim... o diğer işi kabul etsen de burada kalsan da fark etmez. | Open Subtitles | فقط أردت أن أقول بأنه... ليس هناك مشكلة ان كنت قبلت بالعمل الجديد أو ان كنتي تودين البقاء هنا |
Bu yüzden sana işi kabul etmeyeceğimi söylediğimde.. ..herhangi bir yanlış anlaşılma olmasını istemem. | Open Subtitles | لهذا السبب لا أريد أن يكون هناك سوء فهم عندما أخبرك بأني لن أقبل الوظيفة |
- İşi kabul edersem sana çek gönderirim. - Zahmet etme. | Open Subtitles | سوف أرسل لك الشيك إذا قبلت الوظيفة لا تزعج نفسك |
Bu işi kabul ettiğimde bunu geride bıraktığımı sanmıştım. | Open Subtitles | عندما قبلت الوظيفة اعتقدت أنني سِرت في حياتي |
O gece Lily'yle Marshall işi kabul ettiğini umarak Julie'yi aramışlar. | Open Subtitles | "في تلك الليلة " ليلي" و"مارشال " اتصلوا ب " جولي على أمل انها قبلت الوظيفة |
Eğer Providence'taki mülakat iyi geçerse sanırım işi kabul edeceğim. | Open Subtitles | إذا جرت هذه المقابلة مع المشفى على خير، أظن انه يجب علي قبول الوظيفة |
Güven bana, oraya geri dönüp işi kabul edemeyeceğini söylemen ikimiz için de en iyisi olur. | Open Subtitles | تظاهر بأنّ حصول شقيقكَ على عملٍ لا يسبب لكَ ضيقاً ثق بي، سيكون أفضل لنا إذا رجعتَ هناك وأخبرته بأنّه لا يمكنكَ قبول الوظيفة |
İşi kabul edemem. | Open Subtitles | و، كلا، لا أستطيع قبول الوظيفة. |
İşi kabul ettim, Sam. | Open Subtitles | قبلت بالعمل, سام |
İşi kabul etmiyorum ve benim üzerimde böyle bir gücünün olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لن أقبل الوظيفة ولا أريدك أن تبسط سلطانك علي إن قبلتها |
İşi kabul edemem, Barney. O hayatla işim bitti. Kırılmadın, değil mi? | Open Subtitles | ،(لا استطيع قبول العمل (بارني انتهيت من تلك الحياة ، بلا ضغائن؟ |
Flap, Nebraska, Karney'deki işi kabul etti. Haftaya taşınıyoruz. | Open Subtitles | (فلاب) قد قبل الوظيفة ي جامعة (كيرني) في (نيبراسكا)، سننتقل الأسبوع القادم |
İşi kabul etmezsen, normal birine vereceğim. | Open Subtitles | إذا لم تقبل الوظيفة سوف يعطوها لشخص طبيعى |
Sen sevgilinin onun eski sevgilisiyle birlikte olacağı bir işi kabul etmesine izin verdin. | Open Subtitles | قل لحبيبتك انه لابأس ان تقبل بالوظيفة مع حبيبها السابق الوسيم |
"İşi kabul ediyorum" de, o zaman susarım. | Open Subtitles | فقط قل نعم وساوقف الشغل و اسكت ايضا |
İşi kabul etmelisin. Bu bizim ilişkimiz ile ilgili değil. | Open Subtitles | يجب أن تعملى هذا ليس عن علاقتنا |
Aile için çalışmak üzere işi kabul ettim. | Open Subtitles | قبلت بالوظيفة للعمل لأجل العائلة |
Bu işi kabul ettim çünkü, içimdeki ses öyle dedi. | Open Subtitles | لقد قبلت بهذا العمل لأنني أستمعت الي سريرتي |
Gerçekten başka bir işi kabul ettim diye beni görmezden mi geleceksiniz? | Open Subtitles | هل أنت جاد؟ لن تكلمني لأني قبلت وظيفة أخرى |
Neden üste para harcayacağın bir işi kabul ettin ki? | Open Subtitles | بي جي , لماذا ترغب في قبول وظيفة و التي ستخسر فيها مالاً ؟ |
Zaten işi kabul etmişti, olay çıkarmak istemedim. | Open Subtitles | هو بالفعل أخذ الوظيفة لم يكن يريد خلق شجار |