Senin işkence altında ezildiğini ve onlara istedikleri bilgiyi verdiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | باعتبارك تحت التعذيب والمعلومات التى لديك و حتى لا تبوح اكثر |
İşkence altında adamın, kendisini ele verdiğini farz etti. | Open Subtitles | لقد أفترض بأن الرجل في البداية خانه تحت التعذيب |
Ama işkence altında bir söz söyleseydi Catherine de Medici sadece onu değil tüm ailesini öldüreceğini biliyordu. | Open Subtitles | لانه عرف انه اذا قال كلمه واحده تحت التعذيب فإن كاثرين دي ميديتشي لن تقتله هو فقط لكنها ستقتل عائلته بأكملها |
Erzebet'in hizmetçilerinin itirafları işkence altında alınmıştı. | Open Subtitles | إعتراف خدم أرشبت تم تحت التعذيب. |
Doktorlardan biri olan Yakov Etinger, işkence altında yaşamını yitirdi. | Open Subtitles | (أحد الأطباء وهو (ياكوف اتينجر مات تحت التعذيب |
- İşkence altında bile? | Open Subtitles | -ولا حتى تحت التعذيب |
- İşkence altında bile. | Open Subtitles | -ولا حتى تحت التعذيب |