Bilim adamlarımıza işkence etti, çılgın amaçları için kadınlarımızı ele geçirdi... | Open Subtitles | لقد عذب علماءنا وجعلنا نعمل فى مناجم أرسينيد الجاليوم استولى على نساءنا لأغراضه الدنيئه |
David Brinkman'a işkence etti ve onu öldürdü. | Open Subtitles | لقد عذب وقتل دايفيد بيرنكام |
Günahları yüzünden kendisine benden daha çok işkence etti. Onun mutlu olmasını isterdim. | Open Subtitles | عذّب نفسه على خطاياه أكثر ممّا كنت لأفعل وتمنّيت له السعادة |
"Randy, Bay Clark'a işkence etti ve onu ağlattı." | Open Subtitles | راندي ) عذّب سيد ( كلارك ) و جعله يبكي ) |
Size işkence etti. | Open Subtitles | لقد قام بتعذيبك. |
Beni bir depoya götürdü ve bana işkence etti. | Open Subtitles | و أخذني إلى مستودع ، و قام بتعذيبي |
Çünkü bu adam sana işkence etti, seni dövdü, aşağıladı... | Open Subtitles | لأنه نفس الرجل الذي عذبك ضربك و أذلك |
Beni dövdü, bana işkence etti ve sırada sen varsın tatlım. | Open Subtitles | إنه يحتجزني رهينه ضربني عذبني وأعتقد أنك التاليه , حلوتي |
Masum insanlara işkence etti ve onları öldürdü. | Open Subtitles | لقد عذب وقتل أناساً أبرياء |
Kardeşime işkence etti. | Open Subtitles | لماذا؟ لقد عذب أخي |
Olivia'ya işkence etti. | Open Subtitles | لقد عذب "أوليفيا". |
Lafayette'e üç gün işkence etti. | Open Subtitles | لقد عذب (لافايت) لثلاثة أيام |
Duyduğum kadarıyla arkadaşı Marcel'e işkence etti. | Open Subtitles | حسبما سمعت، فإنّه عذّب صديقه (مارسل) ولعن أم ابنته |
Sonrada Hawkins adama işkence etti. | Open Subtitles | وبعد ذلك (هوكينز) عذّب الرجل |
Sana her gün mü işkence etti? | Open Subtitles | هل قام بتعذيبك كل يوم ؟ |
Gestapo işkence etti o kadar. | Open Subtitles | الغوستابو قام بتعذيبي! |
Tobias Hankel seni uyuşturup iki gün işkence etti. | Open Subtitles | توباياس هانكل خدرك و عذبك لمدة يومين |
Bana işkence etti fakat Kutuları nereye sakladığımı söylemedim ona. | Open Subtitles | عذبني لكني لم اخبرة بمكان اخفائي للصناديق. |