"işkenceye" - Translation from Turkish to Arabic

    • التعذيب
        
    • للتعذيب
        
    • تعذيب
        
    • العذاب
        
    • تعذيبه
        
    • بالتعذيب
        
    • عذاب
        
    • تعذيبها
        
    • عُذبت
        
    • عذبت
        
    • التعذيبِ
        
    • والتعذيب
        
    • وعذبت
        
    • تعذيبك
        
    Hiç bir normal insan evladı böyle bir işkenceye dayanamaz. Open Subtitles لا يمكن لإنسان طبيعي ان يتحمل هذه الدرجة من التعذيب
    Binlerce işkenceye, binlerce ölüme katlanabilirim, ama gözyaşlarına değil. Open Subtitles أستطيع أن أتحمل التعذيب الف مرة و الموت ألف لكن ليس دموعك
    Fakat üniversite öğrencileri dahi işkenceye maruz kalıyorlar Open Subtitles ولكن طلبتك في اﻷكاديمية تم اتهامهم بممارسة التعذيب
    Ve çocukların günde 5 ila 15 müşteriyle ilişkiye girmeye zorlandığı genelevleri ve buralardaki çocukların karşı koydukları zaman nasıl elektrikli işkenceye uğradıklarını anlattı. TED وفي دار العهر يجبر الأطفال في تلقي من خمسة إلى خمسة عشر رجل في اليوم الواحد وإن قاومن، كن يتعرضن للتعذيب بالكهرباء
    Fakat, olur da intiharı başaramazsanız bitmek bilmeyen türlü işkenceye katlanacağızın bilincinde olun. Open Subtitles لكن إذا فشلتم في الانتحار فسوف تواجهون تعذيب مُستمر
    Böyle bir işkenceye... değecek olan ne gibi bir sebebin var? Open Subtitles و ما السبب فى رأيك الذى يستحق كل هذا العذاب ؟
    1994'te Kamboçya'da bir hapishaneye gittim 12 yaşında bir çoçukla tanıştım işkenceye maruz kalmıştı ve avukat verilmesine de karşı çıkılmıştı. TED عام 1994، ذهبت إلى سجن في كمبوديا، وقابلت صبي عمره 12 عاما تم تعذيبه وتم حرمانه من المحامي.
    Hayır, işkenceye işkenceyle... ölüme ölümle cevap verecek hiçbir tanrıya ya da devlete... inanmam mümkün değil. Open Subtitles لا،أنا لا أصدق أن أى دين أو أى حكومة... ... على استعداد لمبادلة التعذيب بالتعذيب ... أو موت بموت.
    Herhangi bir yoldaşımızın itirafçılığa zorlanması, işkenceye uğraması ya da öldürülmesi durumunda Open Subtitles فيما يخص تُهم الجرائم والاعترافات المنتزعة عن طريق التعذيب أو مقتل رفاقنا السجناء
    Bazen kendime işkenceye nasıl dayanabildiğimi soruyorum. Open Subtitles أحيانا أسأل نفسي كيف كنت سأصمد تحت التعذيب
    İşkenceye, kilo kaybına veya uyuşturucuya dair bir iz yok. Open Subtitles ليست هناك اشياء معينه مثل التعذيب او التخدير
    Fiziksel işkenceye dayanabiliyorsun ama başkasının acı çekmesine yüreğin el vermiyor. Open Subtitles أن المعاناة الإنسانية أقسى عليكِ من التعذيب الطبيعي
    Onunla her yatışında bu işkenceye katlanıyordum. Open Subtitles كل مرة كان ينام معها كان واحدا وقت أقل اضطررت لتحمل التعذيب.
    Sadece kadınlar cinsel işkenceye uğradığından kadın düşmanı olabilir. Open Subtitles لأن النساء هن فقط من يعانين من التعذيب الجنسي فهو غالبا كاره للنساء
    Bu adamlara aşırı ilaç veriyorsun ve işkenceye göz yumuyorsun. Open Subtitles أنت قد بالغت في إعطاء الأدوية لهؤلاء الرجال و تدير لهم ظهرك عندما يتعرضون للتعذيب.
    Duygusal baskı ve işkenceye dönüşecektir. Open Subtitles لابد من الإبتزاز العاطفي وبالطبع سيكون هناك تعذيب ايضاً
    Bu işkenceye kimse dayanamaz. Open Subtitles ما بوسع أحد تحمُّل هذا العذاب الشنيع والتمنّع عن قول الحقيقة.
    Kaçmaya çalışmış ama işkenceye uğramış ve etleri yenmiş. Open Subtitles حاول التراجع ولكن قبل ان يقدر تم تعذيبه وأكله
    Yakalanıp, Yeraltı Dünyası'nın derinlerinde sonsuz işkenceye tabii tutulmak için bu dünyadan sökülürsün. Open Subtitles لتغادر عالم الأحياء ، و لتنتقل إلى عذاب أبدي ، فى أعمّاق العالم السفليّ.
    Defalarca tecavüze ve işkenceye uğramış. Open Subtitles لقد تم اغتصابها مرارا و تكرارا و تم تعذيبها
    Sizin gibiler yüzünden işkenceye uğradım. Open Subtitles لقد عُذبت بسببكم لأنكم تظنون أنني أستحق هذا
    Ailesine veda telefonu açmaya zorlanmadan önce işkenceye uğramış, taciz edilmiş ve elektrik verilmiş. Open Subtitles من الواضح أنا عذبت تم الاعتداء عليها جنسيا ،وكهربت قبل أن يتم إجبارها على القيام برسالة هاتفية لوداع والديها
    Bu kadın, 17. yüzyılda kullanılmış olan bir tür işkenceye maruz kalmış. Open Subtitles . مع جرح ثقبة هذه الإمرأةِ أُخضعتْ إلى نوع مِنْ التعذيبِ
    Bu, Zeus'un kehanetlerini bıraktığı için sonsuz bir yaşlılığa, körlüğe ve işkenceye dayanması için lanetlediği bir hakem olan Phineas'tı. TED لقد كان هذا فينياس، عرّافٌ حلّت عليه لعنة زيوس ليتحمّل الشيخوخة والعمى والتعذيب الذي لا نهاية له من جراء نبوءاته.
    Nedenini biliyorsun. Yakalansaydın ve işkenceye uğrasaydın... Open Subtitles أنت تعرف لماذا إذا أمسك بك وعذبت
    Ya konuşmaya başlarsın ya da ben işkenceye başlarım. Open Subtitles إمّا أن تبدأ الكلام أو أبدأ تعذيبك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more