bu işlemcinin prototip bir parçasının resmi bilim müzesinde bulunmakta | TED | هذه صورة لنموذج أولي لجزء من المعالج الموجود في متحف العلوم. |
Skylar'ın notlarına göre işlemcinin burada olması gerekirdi. | Open Subtitles | انظروا الى ملاحظات سكايلر يجب ان يكون المعالج هنا |
Çok fazla anlayacak işlem oldu. Bir işlemcinin içinde olmana rağmen. | Open Subtitles | حسنا , هناك الكثير لعملة , حتى بداخل المعالج |
- Klon cihazın. İşlemcinin kodunu kablosuz kopyalayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا نسخ شفرة تشغيل المعالج لا سلكيًّا. |
İşlemcinin yaptığı her şey için programlar var. | TED | هناك برامج لكل شيء يقوم به المعالج. |
Sonra işlemcinin belleğe düğme için program sorması lazım, bu da işlemcinin düğme ile ilişkili videoyu göstermesi için monitör programına tekrar ihtiyacı olduğu anlamına geliyor ve böyle devam ediyor. | TED | ثم على المعالج أن يطلب من الذاكرة برنامج الزر، مما يعني أن المعالج يحتاج إلى برنامج شاشة العرض مجددا لإظهار الفيديو المرتبط بالزر، وهكذا تسير الأمور. |
Bir tane işlemcinin üstüne burası. | Open Subtitles | واحد على المعالج هنا |
Kuttler işlemcinin %90'nı klonlayabilmiş. | Open Subtitles | تمكّن (كاتلر) من نسخ 90% فقط من المعالج. |
Yapıldığı zaman, bu bilgisayarın çalışma şeklini anlamak mümkün olacak, çünkü önünüzde, küçük bir çip yerine Bu devasa şeye bakıp, "Ah" demek lazım Bellek çalıştığını görüyorum, işlemcinin çalıştığını görüyorum, Ben çalıştığını duyuyorum. Muhtemelen kokusunu alıyorum ." (Kahkaha) bu arada simülasyonları yapıyoruz. | TED | حين سيبنى، ستستطيعون أخيرا فهم كيفية اشتغال الحاسوب، لأنه بدل التوفر على رقاقة دقيقة أمامكم، عليكم أن تنظروا إلى هذا الشكل المتجانس وتقولوا، "آه أرى الذاكرة تشتغل، أرى المعالج يشتغل، أسمعه يشتغل. وربما أشمه وهو يشتغل." (ضحك) لكن خلال ذلك سنجري محاكاة. |