"işlemek için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لارتكاب
        
    • لإرتكاب
        
    • لأرتكاب
        
    • لمعالجة
        
    • من أجل القتل
        
    • على عقد إيجار
        
    Veya iki adamı cinayet işlemek için bir şekilde kullanıyordu. Open Subtitles أو إنه بطريقة ما كان يستغل الرجلين لارتكاب جريمة قتل
    Hangimiz ne biliyoruz? Cinayet işlemek için bir sebep olmadığını biliyorum. Open Subtitles أعرفُ أنهُ ليسَ سبباً لارتكاب جريمة قَتل
    Çaldığı şeyi, başka bir suç işlemek için kullanabilir. Open Subtitles من المحتمل أنه سيستخدم ما سرقه لارتكاب جريمة أخرى.
    Polislerin cinayet işlemek için en istekli adamın peşinden gideceğini biliyordun. Open Subtitles وعلمت أنّ الشرطة ستلاحق الشخص الذي يملك الدافع الأكبر لإرتكاب الجريمة.
    Bu suçları işlemek için yeterince vakti vardı. Open Subtitles ـ كان لديه متسع من الوقت لإرتكاب تلك الجرائم
    Böyle vahşi bir cinayeti işlemek için gerekli istek ve hırsa sahip olabilirsiniz. Open Subtitles وقمت بسرقة ممتلكاتها كانت لديك الرغبة والمشاعر الضرورية لأرتكاب مثل هذا العمل الوحشى
    İnsanlarda, bu lens havadaki ışık dalgalarını işlemek için kıvrımlıdır. TED في الإنسان، تكون هذه العدسة منحنية لمعالجة الموجات الضوئية التي تنتقل عبر الهواء.
    Hayır, aslında bu cinayet işlemek için suç ortaklığıdır. Open Subtitles لا، الحقيقة أنها مؤامرة جنائية من أجل القتل
    Altı yıl önce bir çin şirketi madeni işlemek için kiralamış ama bunu site ortadan kalktığında yapabilirler. Open Subtitles وقبل ستة سنوات , شركة صينية حصلت على عقد إيجار لمنجم الألماس لكن يسعهم فعل ذلك فقط عند تسوية الموقع
    Cinayet işlemek için müthiş bir fırsat. Open Subtitles إنها الفرصة المثالية لارتكاب جريمة قتل، وإغتصاب
    Bu kanlı bir cinayet işlemek için ilginç bir yer ve zaman seçimi değil mi? Open Subtitles مع اثنين اخرين كشهود يبدو ذلك بأنه وقت ومكان غريب لارتكاب جريمة قتل شنيعة
    Görev gücünüzün Reddington'a suç işlemek için izin verdiğini ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapmadığına dair ifadeler duyduk. Open Subtitles لقد سمعنا شهادة أن قوة العمل الخاصة بك يسمح ريدينغتون لارتكاب جرائم عنيفة ولم تفعل شيئا لوقفه.
    Bu günahı işlemek için Hükümet'in iznine sahipsin. Open Subtitles التصريح الطائفي لارتكاب الخطيئة
    İntikam, cinayet işlemek için kesinlikle anlaşılabilir bir durum. Open Subtitles . الانتقام ، سبب مثالي ووجيه ، لارتكاب جريمة قتل - . نعم ، لكنني ظننت أنكم أنتم -
    Evet, o da bir ihtimal ama cinayet işlemek için doğal dinginliğini aşabilir mi? Open Subtitles أجل، لديه الإمكانيّة، لكن هل بإمكانه التغلب على طبيعته السلبيّة لإرتكاب جريمة قتل؟
    Neden cinayetleri işlemek için Yvette'in kılığına büründünüz? Open Subtitles لمذا جعلت نفسك تبدين كـ ايفيت لإرتكاب الجرائم
    Bu şirkette çalışmayan birinin bu cinayetleri işlemek için sahip olabileceği mantıklı hiçbir neden bulamadım. Open Subtitles من المحتمل قتل واحد أو إثنين منهم والآن أنا لا أستطيع أجاد دافع لأي شخص خارج الشركة لإرتكاب هذه الجرائم
    Askeri tersanede bomba patlıyor ve birisi cinayet işlemek için bunun iyi bir zaman olduğuna mı karar veriyor? Open Subtitles عندما إنفجرت القنبلة في ساحة البحرية، قرّر أحدهم أنّه الوقت المناسب لإرتكاب جريمة قتل؟
    Suçlanan kişiden başka, dünyada hiç kimsenin... ..bu cinayetleri işlemek için bir nedeni yok. Open Subtitles ولا أحد لديه الدافع لأرتكاب الجريمه بخلاف المتهمه
    Biz hala sınırlı bir yeteneği var işlemek için güç dağıtımı, Open Subtitles ما زال لدينا قدرة محدودة لمعالجة توزيع الطاقة،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more