Artık ofisle ilgili işlerle falan ilgileneceğim iyi bir de maaş verecekler. | Open Subtitles | فسوف أهتم بأمور معينة في المكتب و أتلقى على هذا راتب معقول |
Onun tek görevi bu tarz işlerle uğraşmaktır. | Open Subtitles | كل مهامه مرتبطة بأمور تعتمد على هذه الأشياء |
Duygularıma mani olmak için anlamsız boş işlerle kendimi avutmak. | Open Subtitles | .. أشغل نفسي بأمور لا معنى لها كطريقة لأتفادى بها .. مشاعري |
Anlamadığımız işlerle uğraşmasaydık o hala hayatta olabilirdi. | Open Subtitles | كانت ستظل حية لو لم نعبث بأشياء لا نفهمها. |
Bir süredir başka işlerle uğraşıyordu. | Open Subtitles | كانت تقوم بأشياء أخرى منذ فترة |
Herkes angarya işlerle uğraşıyordu. Dokuma tezgâhında çalışıyordu, sakallarını kırpıyordu. Hayır... | Open Subtitles | فالجميع مشغول بالأعمال الرتيبة ، عمل المنوال .. وتشذيب ذقونهم .. |
Sen başka işlerle ilgilenirken birbirlerine arkadaşlık ederler. | Open Subtitles | كيّما يبقيان سويًا بينما أنشغل وإيّاك بأمور أخرى. |
Daha önemli işlerle meşgulüm. | Open Subtitles | أنا مشغول بأمور أخرى أكثر أهمية. |
Ama diğer işlerle deli gibi meşguldüm. | Open Subtitles | لكن انشغلت بأمور أخرى بشكل مجنون |
İş için biçilmiş kaftansın. Başka işlerle meşgulmüşsün. | Open Subtitles | -كنت غير متوفره لفتره, لأنشغالك بأمور آخرى |
Daha önemli işlerle uğraştığı için bununla özel olarak ilgileneyim dedim. | Open Subtitles | -إنه مشغول بأمور أهم لذا وليت نفسي أمر الموقف |
Herkes daha önemli işlerle meşgul olacak. | Open Subtitles | كل واحد سينغل بأمور أهم |
Hodgins oldukça garip işlerle uğraştıklarını söylüyor. | Open Subtitles | يقول(هودجيز)أنهم يقومون بأمور غريبة جداً |
Boyumuzu aşan işlerle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | أنظر ، نحن نعبث بأشياء لا نفهمها. |
Önemli işlerle çok meşgulsün. Bahçıvanım. | Open Subtitles | أنتِ مشغولةٌ بأشياء أكثر أهميه |
Başka işlerle uğraşmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تقومي بأشياء أخرى |
Ben diğer işlerle meşgulüm. | Open Subtitles | إنني مشغول بأشياء مختلفة |
Başka işlerle meşgulüm. | Open Subtitles | إنني مشغول بأشياء مختلفة |
Farklı işlerle uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنني أقوم بأشياء مختلفة. |
İşlerle uğraşmaktan... ki bunun için Paris'e geldim. | Open Subtitles | بدلاً من الإهتمام بالأعمال التي جئت إلى باريس من أجلهــا |
Babam beni işlerle yeterince meşgul ediyor. | Open Subtitles | يبقيني أبي مشغولاً بالأعمال الروتينية. |