| Evet, etkileyici. Aynen Tanrı'nın İbrahim'e İshak'ı öldürmesini söylediği gibi. | Open Subtitles | نعم ، ممتع مثل عندما اخبر الاله ابراهيم لقتل اسحاق |
| İbrahim'e emrederek oğlu İsmail'in boğazına bıçak dayayıp korkunç bir ölüme gönderenle aynı Tanrı. | Open Subtitles | نفس الرب الذي أمر ابراهيم بوضع السكين على رقبة ابنه |
| Bunu Bay Hassan İbrahim'e verdiğiniz doğru mu? | Open Subtitles | هل صحيح انك اعطيت تلك البندقيه للسيد "حسن ابراهيم"؟ الذي يقطن بالمغرب ؟ |
| Bunu Bay Hassan İbrahim'e verdiğiniz doğru mu? | Open Subtitles | هل صحيح انك اعطيت تلك البندقيه للسيد "حسن ابراهيم"؟ الذي يقطن بالمغرب ؟ |
| Gecenin bir yarısı İbrahim'e görünmüş. | Open Subtitles | ابراهيم , طلب من أبراهيم بمنتصف الليل |
| Bu yüzden mi İbrahim'e onu kurban etmesini emretti? | Open Subtitles | لهذا طلب من ابراهيم أن يقتله |
| Tanrı İbrahim'e itaat etmeyi öğrenmesi için İshak'ı kurban etme emrini verdi. | Open Subtitles | الرب أمر (ابراهيم) بأن يضحي بـ(أسحاق) ليعلمهُ الطاعة |
| Hünkâr'ım çok güvendi İbrahim'e. | Open Subtitles | جلالة السلطان يثق كثيراً بـ(ابراهيم) |
| Ama laf İbrahim'e geldi. | Open Subtitles | لكن تكلّمنا عن (ابراهيم) |