Uçma makinesinin yeni türünü icat ettiğim gibi. | Open Subtitles | ولِهذا إخترعت نوع جديد مِن الآلة المُحلقة |
Bu, zaman yolculuğunu icat ettiğim gündür. | Open Subtitles | فى هذا اليوم إخترعت السفر عبر الزمن. |
İcat ettiğim "Bakamadığım Şey" adlı fizik araba oyununu oynamak ister misin? | Open Subtitles | أتود أن تلعب لعبة سيارة فيزيائية إخترعتها تدعى "لا يمكنني أن أرى"؟ |
Benim icat ettiğim çok eğlenceli bir oyun. | Open Subtitles | إنها لعبة مرحة جدا أنا إخترعتها |
İcat ettiğim bir şey. | Open Subtitles | إنها مجرد شيء اخترعته. |
İcat ettiğim küçük bir şey. | Open Subtitles | rlm; إنه مجرد شيء صغير اخترعته. |