Eğer doğru değillerse, eşiniz neden böyle iddialarda bulundu? | Open Subtitles | لماذا تقومُ بهذهِ الإدّعاءات إذا لم تكُن صحيحة؟ |
Bazı iddialarda bulundu. | Open Subtitles | كان يُقدّم بعض الإدّعاءات. |
için geçerli bir örnek olacağını düşünüyorum. Ona tuttuğu tarafın neden benim tuttuğum tarafla ilgili bu derece aşırı iddialarda bulunduğunu ve yalanlar söylediğini sordum. | TED | بين معظم الاطراف في جميع الانحاء لقد سئلتها لماذا يقوم حزبك .. باطلاق إدعاءات واتهامات واكاذيب واهية عن حزبي |
Başarılarıma gıpta eden birileri tarafından defalarca kulağına fısıldandı diye ne olursa olsun onları reddetmek yerine itibarım üzerine asılsız iddialarda bulundun. | Open Subtitles | لقد قُمت بإقامة إدعاءات كاذبة لتشويه سمعتي والتي سيتم الهمس بها وتكرارها بواسطة هؤلاء الحاقدين على نجاحي |
Sayın Yargıç, daha mahkeme başlamadan yersiz iddialarda bulunuyor. | Open Subtitles | حضرة القاضي إنها تقيم إدعائات لا أساس لها عن شخصية الضحيه حتى قبل أن تبدأ المحكمه |
Avrupa'nın her tarafından insanlar elektriği inceliyor ve bazı sıra dışı iddialarda bulunuyordu. | Open Subtitles | الناس في كل أنحاء أوروبا كانوا يبحثون في الكهرباء و جاءوا بادعاءات غريبة |
Şirketin aleyhinde olağan üsti zarar verici iddialarda bulunuyor. | Open Subtitles | إنه يقيم إدعاءات مُضرة للغاية ضد الشركة |
"Kütle çekimi ışığı büker" gibi radikal iddialarda bulununca genelde öyle olur. | Open Subtitles | هذا متوقع حدوثهُ عندما تقدم إدعاءات مثل "الجاذبية تؤثر على الضوء." |
Kimse belirli iddialarda bulunmuyor şu an. | Open Subtitles | لا أحد يقدم إدعائات محددة هنا |
İçeride büyük iddialarda bulundun. Verebileceğimizden emin olmamız gerek. | Open Subtitles | فقد أدليت بادعاءات كبيرة هُناك |