| Bir dakika. Alan Caufield, O'Grady'lere karşı ifade verdi. | Open Subtitles | إنتظروا. " آلان كوفيلد " لقد شهد ضد الـــ" أوجريدى "َ |
| Bay Riley, uzmanlar burada ifade verdi. | Open Subtitles | سيد (رايلى) لقد شهد الخبراء فى تلك المحكمة |
| Fakat işini seviyordu. Yakın zamanda hiç ifade verdi mi? | Open Subtitles | هل كان سيشهد في أي محاكمة قادمه؟ |
| Konuştuğumuz her şeyi kaydetti, sonra da aleyhime ifade verdi. | Open Subtitles | سجّل كلّ محادثة دارت بيننا، ثمّ قدم إفادة كاملة. |
| Kuzenim Willy Gant iş birliği yaptı. Karakola gitti ve ifade verdi. | Open Subtitles | تعاون قريبي (ويلي غانت) حتى أنه قام بالشهادة |
| Burada mağdur olan benim ama buna rağmen o yine de piç babası lehine ifade verdi. | Open Subtitles | أنا الضحية في هذه الحالة, وعلى الرغم من ذلك فإنه أدلى بشهادته لصالح إبن الزنا لوالده. |
| Dedektif Gill, videoyu dükkan sahibinden akşam 8'de aldığına dair ifade verdi. | Open Subtitles | لقد شهد المحقق (جيل) انه استلم الشريط من مالك المحل في الثامنة مساءا |
| Beş yıl önce, Napalitano'ya karşı ifade verdi. | Open Subtitles | كان سيشهد ضد (ناباليتانو) منذ 5 سنوات |
| Konuştuğumuz her şeyi kaydetti, ve aleyhime ifade verdi. | Open Subtitles | سجّل كلّ محادثة دارت بيننا، ثمّ قدم إفادة كاملة. |
| O yüzden aleyhinde ifade verdi. | Open Subtitles | لهذا قام بالشهادة ضدك |
| Trey polise ifade verdi. | Open Subtitles | تراي أدلى بشهادته على الشرطة |
| Daha sonra, Vishwa dahil olmak üzere sizi tanıyanlar polise ifade verdi ve başka ilişkiler yaşadığınızı söylediler. | Open Subtitles | بعد ذلك، معارفك الأقرباء... التي تضم أيضا (فيشوا)، أدلى بشهادته للشرطة أنه كان لديك علاقات أخرى |