Sen öğretmeseydin en yakın dostuma ihanet etmeye teşebbüs bile edemezdim. | Open Subtitles | بدونك كى تُرينى الطريق لم أنشأ أبداً كي أخون من كانوا مُقربين منى. |
Sen öğretmeseydin en yakın dostuma ihanet etmeye teşebbüs bile edemezdim. | Open Subtitles | بدونك كى تُرينى الطريق لم أنشأ أبداً كي أخون من كانوا مُقربين منى. |
Subaylar ayrıca kendileri ve muhbirler arasında kişisel bir bağ kurmayı da deniyorlardı ve dürüst olmak gerekirse Stasi örneği göstermektedir ki birini diğerlerine ihanet etmeye ikna etmek çok da zor bir iş değil. | TED | الضباط حاولوا أيضًا تكوين رابط شخصي بين نفسهم والعميل وبصراحة، مثال الستاسي يرينا أنه ليس من الصعب ضم شخص ما لخيانة آخرين. |
Heydrich'in Berlin'de müttefikleri var tıpkı onun gibi Führer'e ihanet etmeye hazırlanmış adamlar. | Open Subtitles | هيدريك) لديه حلفاء) (في (برلين رجال مستعدين لخيانة القائد كما كان هو |
Benim gerçekliğinde hayatımızı kurtarmak için Jack Teal'c'i Apophis'e ihanet etmeye ikna etti. | Open Subtitles | في واقعي، جاك أقنع تيلك ليخون أبوفيس وإنقاذ حياتنا |
Kraliçesine ihanet etmeye yürek yemiş birinden daha fazlasını beklerdim. | Open Subtitles | انا توقعت اكثر من الرجل الذي كانت لديه الشجاعة ليخون الملكة |
Pekâlâ, bakalım ihanet etmeye istekli mi? | Open Subtitles | حسنا، يجب علينا ان نرى اذا كان مستعد للخيانة |
Ascanio evrakları aldı ve sonra bana ihanet etmeye karar verdi. | Open Subtitles | أسكانيو أخذ الخطابات ,ثم قرر خيانتى .. |
Floransa'ya ihanet etmeye yetmez. | Open Subtitles | ليس بما يكفي لخيانة (فلورنسا) |
Minas ihanet etmeye meyilliydi. | Open Subtitles | إنَّ "ميناس" لديهِ ميولٌ للخيانة وقد أثبتَ ذلكـ |
Destek almak için aradım, ihanet etmeye izin almak için değil. | Open Subtitles | ليس من أجل رخصة للخيانة |
Bana ihanet etmeye kalkma! | Open Subtitles | لا تجرؤ على خيانتى |