Sonra sana ihanet etti... aynen kalbini kırdığı ejderhaya ihanet ettiği gibi. | Open Subtitles | ثم قام بخيانتك مثلما خان التنين الذى كسر قلبه |
Sonra sana ihanet etti... aynen kalbini kırdığı ejderhaya ihanet ettiği gibi. | Open Subtitles | ثم قام بخيانتك مثلما خان التنين الذى كسر قلبه |
Kern'ün Baylin'e yıllar önce ihanet ettiği andı. | Open Subtitles | تلك اللحظة التي خان كيرن فيها آدم طول السنوات الماضية |
Galiba partnerinin ihanet ettiği tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أعتقد أنّك لست الوحيد الذي خانه شريكك القديم. |
Başka kadınlara ve öz çocuğuna ihanet ettiği gibi sana da ihanet edecek. | Open Subtitles | وقال انه سوف يخون ترغب انه خيانة المرأة وغيرها من النوع نفسه. |
- Aslında çılgına döndü. Kardeşinin ölmesinden ziyade kendisine ihanet ettiği içindi. | Open Subtitles | كان ليس بسبب موت إيفلين ولكن بسبب خيانتها لها |
Sadık olabilirler ama ailenize ihanet ettiği zaman kaç tanesi Boltonlar'a karşı çıktı? | Open Subtitles | قد يكونوا مخلصين ولكن كم عدد من نهضوا ضد الـ(بولتون) عندما خانوا عائلتكِ؟ .. |
Bir lider kendisini seçenlerle yaptığı anlaşmalara ihanet ettiği zaman her ne şekilde olursa olsun onu durdurmak mı gerekir? | Open Subtitles | لإيقافـه بأي طريقـة ممكنـة بينما هـو بنفسـه خان كل عهـد يجـب توفرها بيـن القائد ومـن إنتخبـوه |
Grayden Osborne'un vatanına ihanet ettiği için intihar ettiğinden yüzde yüz emin olana dek araştırmaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | لا نتوقف حتى نتأكد ٪١٠٠ أن غرايدن أوسبورن انتحر لأنه خان وطنه. |
Ülkesine ihanet ettiği Sparta'ya bağlılığından vazgeçtiği ve Pers altınını tercih ettiği. | Open Subtitles | أنه خان بلده.. سحب ولائه واستبدله بالذهب الفارسي |
Tommy'i görmeye gittim. Milan'a ihanet ettiği için Ruiz'i öldürmüş. | Open Subtitles | لكنني رأيت (طومي) وأخبرني أنه قتل (رويز) لأنه خان (ميلان) |
Adam'a ihanet ettiği an bu muydu? | Open Subtitles | كانت اللحظة التي خان فيها آدم |
Aşık olduğu kadın mı yoksa 40 yıl boyunca ihanet ettiği adam mı? | Open Subtitles | المرأة التي أحبته! أو الرجل الذي خانه لمدة الأربعين عاماً الماضية؟ |
Ren-Ying meridyeni ona ihanet ettiği için ölmüş. | Open Subtitles | "لقد مات لأن مسمت (رين-ينج) خاصّته خانه" |
akraba, cadısına ihanet ettiği zaman büyücü olur. | Open Subtitles | إنه مشعوذ الآن، وهذا ما يتحوَّل إليه "الشريك" عندما يخون ساحرته |
Biri ihanet ettiği zaman insanlar onun sadakatsiz olduğunu bu yüzden söylerler. | Open Subtitles | هل تعلمين.. هذا هو سبب قول الناس عندما يخون أحدهم يقولون بأنه خائن (unfaithful=بدون إيمان) |
Hükümetin ihanet ettiği tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لست الوحيدة التي تمت خيانتها من طرف الحكومة. |
Müttefiklerin Polonya'ya ihanet ettiği hissiyatına kapıldım. | Open Subtitles | (شعرت وقتها أن الحلفاء قد خانوا (بولندا |