"ihanet ettiği" - Translation from Turkish to Arabic

    • خان
        
    • خانه
        
    • يخون
        
    • قام بخيانتك
        
    • خيانتها
        
    • خانوا
        
    Sonra sana ihanet etti... aynen kalbini kırdığı ejderhaya ihanet ettiği gibi. Open Subtitles ثم قام بخيانتك مثلما خان التنين الذى كسر قلبه
    Sonra sana ihanet etti... aynen kalbini kırdığı ejderhaya ihanet ettiği gibi. Open Subtitles ثم قام بخيانتك مثلما خان التنين الذى كسر قلبه
    Kern'ün Baylin'e yıllar önce ihanet ettiği andı. Open Subtitles تلك اللحظة التي خان كيرن فيها آدم طول السنوات الماضية
    Galiba partnerinin ihanet ettiği tek kişi sen değilsin. Open Subtitles أعتقد أنّك لست الوحيد الذي خانه شريكك القديم.
    Başka kadınlara ve öz çocuğuna ihanet ettiği gibi sana da ihanet edecek. Open Subtitles وقال انه سوف يخون ترغب انه خيانة المرأة وغيرها من النوع نفسه.
    - Aslında çılgına döndü. Kardeşinin ölmesinden ziyade kendisine ihanet ettiği içindi. Open Subtitles كان ليس بسبب موت إيفلين ولكن بسبب خيانتها لها
    Sadık olabilirler ama ailenize ihanet ettiği zaman kaç tanesi Boltonlar'a karşı çıktı? Open Subtitles قد يكونوا مخلصين ولكن كم عدد من نهضوا ضد الـ(بولتون) عندما خانوا عائلتكِ؟ ..
    Bir lider kendisini seçenlerle yaptığı anlaşmalara ihanet ettiği zaman her ne şekilde olursa olsun onu durdurmak mı gerekir? Open Subtitles لإيقافـه بأي طريقـة ممكنـة بينما هـو بنفسـه خان كل عهـد يجـب توفرها بيـن القائد ومـن إنتخبـوه
    Grayden Osborne'un vatanına ihanet ettiği için intihar ettiğinden yüzde yüz emin olana dek araştırmaya devam edeceğiz. Open Subtitles لا نتوقف حتى نتأكد ٪١٠٠ أن غرايدن أوسبورن انتحر لأنه خان وطنه.
    Ülkesine ihanet ettiği Sparta'ya bağlılığından vazgeçtiği ve Pers altınını tercih ettiği. Open Subtitles أنه خان بلده.. سحب ولائه واستبدله بالذهب الفارسي
    Tommy'i görmeye gittim. Milan'a ihanet ettiği için Ruiz'i öldürmüş. Open Subtitles لكنني رأيت (طومي) وأخبرني أنه قتل (رويز) لأنه خان (ميلان)
    Adam'a ihanet ettiği an bu muydu? Open Subtitles كانت اللحظة التي خان فيها آدم
    Aşık olduğu kadın mı yoksa 40 yıl boyunca ihanet ettiği adam mı? Open Subtitles المرأة التي أحبته! أو الرجل الذي خانه لمدة الأربعين عاماً الماضية؟
    Ren-Ying meridyeni ona ihanet ettiği için ölmüş. Open Subtitles "لقد مات لأن مسمت (رين-ينج) خاصّته خانه"
    akraba, cadısına ihanet ettiği zaman büyücü olur. Open Subtitles إنه مشعوذ الآن، وهذا ما يتحوَّل إليه "الشريك" عندما يخون ساحرته
    Biri ihanet ettiği zaman insanlar onun sadakatsiz olduğunu bu yüzden söylerler. Open Subtitles هل تعلمين.. هذا هو سبب قول الناس عندما يخون أحدهم يقولون بأنه خائن (unfaithful=بدون إيمان)
    Hükümetin ihanet ettiği tek kişi sen değilsin. Open Subtitles أنت لست الوحيدة التي تمت خيانتها من طرف الحكومة.
    Müttefiklerin Polonya'ya ihanet ettiği hissiyatına kapıldım. Open Subtitles (شعرت وقتها أن الحلفاء قد خانوا (بولندا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more