Sizin başka bir okula daha başvurmanız için zamanınız olsun istedik ,her ihtimale karşı . | Open Subtitles | نريد أن نترك لكم وقت للتقديم لمدرسة أخرى، تحسباً |
Biz de her ihtimale karşı plan yapmıştık. | Open Subtitles | يجب أن نفكّر في خطّة دفاعية تحسباً للأمور |
Ama her ihtimale karşı ailenize olan biteni anlatmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن قد تريدين إخبار عائلتكِ بما يجري للإحتياط فقط |
Her ihtimale karşı, temel kurallar koyalım. | Open Subtitles | للاحتياط فى هذه الحاله، يجب أن يكون عندنا بعض القواعد الإجرائية. |
Belki de polisin tahmin edemeyeceği bir yere gitmeliyiz, her ihtimale karşı. | Open Subtitles | ربما علينا أن نذهب لمكان لن تفكر به الشرطة، تحسبًا للأمر |
Her ihtimale karşı etrafa bir göz atsak. | Open Subtitles | ربما يمكننا أخذ جولة سريعة احتياطاً فقط. |
Her ihtimale karşı, sana bir kaç uyku ilacı vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيكِ بعض من الحبوب المنومة ، تحسباً فقط |
Her ihtimale karşı saklamamı söyledi. | Open Subtitles | و أخبرتني أن أحتفظ بها تحسباً لحدوث أي شيء. |
Her ihtimale karşı en sevdiğim pembe saten iç donumu giydim. | Open Subtitles | ارتدي زوجاً من سراويلي الوردية المصنوعة من الساتان المفضلة ، تحسباً فقط |
Bir daha olursa diye her ihtimale karşı telefonuma plaka numarasını kaydetmiştim ama bir daha olmadı. | Open Subtitles | ارقام اللوحة في هاتفي تحسباً اذا تتبعتني مجدداً , لكن لم يحدث ذلك |
Eğer sorun olmazsa, her ihtimale karşı, en sevdiğim anılarımı tekrar göstermek isterim. | Open Subtitles | إن لم تمانعا، أودّ تشغيل بعضاً من ذكرياتي المفضّلة، للإحتياط وحسب |
Üzerinde çalışıyorum. Her ihtimale karşı, bunun onu mutlu edeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل على الأمر ولكن فقط للإحتياط لا أعتقد أن هذا سيبقيها سعيده |
Bu adamı muhtemelen tanımıyorsun ama her ihtimale karşı. | Open Subtitles | وربّما لا تعرف الرجل ولكن للإحتياط وحسب أترى ذلك؟ |
Her ihtimale karşı herkesin almasını istiyoruz. | Open Subtitles | وسنتأكد من حصول الجميع على بعضها فقط للاحتياط |
- Her ihtimale karşı iki tane yap. | Open Subtitles | اصنع اثنان منها تحسبًا للأمر فقط. |
Ama her ihtimale karşı müdahale arabasını alacağız. | Open Subtitles | لكنّنا سنستعدّ بعربة الانهيار احتياطاً |
Fakat her ihtimale karşı sesi kısık tutarsın. | Open Subtitles | ولكن يُفَضَّل ألا ترفعي صوته تحسّباً للأمور |
Sen helikopter işini çözmeye çalış ben de her ihtimale karşı sorguya başlayacağım. | Open Subtitles | إفعل ما تستطيع فعله حيال الطائرة ولكني تحسّبًا سأبدأ بإستجوابه |
Çakmağın yanması lazım. Her ihtimale karşı bara kibrit de koymasını söyle. | Open Subtitles | تلك الولاعة لابد أن تعمل وأخبريه للحيطة أن يضع أعودة ثقاب عند الحانة |
Hayır, bunu gerçekten yapamam, her ihtimale karşı. | Open Subtitles | لا ، لن أقوم بتقطيعها في حالة إذا ما حدث أي خطب ما |
Her ihtimale karşı bunları almak isteyebilirsin. | Open Subtitles | خذي هذا للاستخدام في حالة الضرورة. |
Chata muhtemelen kanyonun girişine adam bırakacaktır. Her ihtimale karşı. | Open Subtitles | فيما عدا إنه على الأرجح سيترك بعض الرجال عند مدخل ذلك المضيق تحسبا لأي شيء |
Sanırım bir randevum var ama her ihtimale karşı siz burada kalın. | Open Subtitles | أظنني سأحظى بموعد لكن .. إبقيا بالجوار من باب الإحتياط |
Ona telgraf çekip her ihtimale karşı... gözünü dört açmasını söyledim. | Open Subtitles | أجل ، أرسلت برقية له وطلبت منه الانتباه لحضورهما من باب الاحتياط |
Her ihtimale karşı herkes I.Ö.H. sürücüsünü çalıştırsın. | Open Subtitles | دعهم يديرون محركهم النفاث .. كإجراء إحتياطى |
Her ihtimale karşı ikisinden biri benimle uğraşır diye. | Open Subtitles | فقط للأحتياط إذا ما حاول أياً منهم العبث معي. |