"ihtimalinin" - Translation from Turkish to Arabic

    • امكانية
        
    • احتمالية
        
    • إحتمالات
        
    • ممكنا أنك
        
    Sadece, bir suçlamadan bahsetme ihtimalinin uzak olmadığını düşünüyorum. Open Subtitles اعتقد انه ليس معتادا ان يعتبر امكانية تهمة واحدة امامه
    Ancak doğum öncesi ihtimalinin keşfi bizi sonuca birkaç adım daha yaklaştırdı. Open Subtitles ولكن مع امكانية اكتشاف السرطان في مرحلة ما قبل الولادة بكل تأكيد هذا سيقربنا اكثر من ايجاد علاج
    Aklından bu ilişkinin gerçek olma ihtimalinin olduğunu hiç geçirdin mi? Open Subtitles في ذهنك أكان هناك أية احتمالية بأن العلاقة قد تكون واقعية؟
    diyoruz. Araştırmacılar Google'da yüksek maaşlı iş ilanlarını kadınların görme ihtimalinin erkeklerden daha az olduğunu tespit etti. TED الباحثون وجدوا ذلك على غوغل، النساء أقل احتمالية من الرجال لإعلانات العمل بالنسبة للأعمال بالدخل العالي.
    Yani katilin buralardan gelirse fark edilme ihtimalinin düşük olduğunu bilecek kadar yerel coğrafya hakkında bilgisi vardı. Open Subtitles لذا القاتل كان لديهِ معرفةٌ بالموقع لإدراك أن إحتمالات رؤيته كانت ضئيلة.
    Kaza ihtimalinin ne olduğunu biliyor musun? Open Subtitles أتعلم ما هي إحتمالات وقوع حادث تحطم؟
    Onu göğsündeyken boğabilme ihtimalinin olup olmadığını sordu tıbbi görüşümü almak istedi. Open Subtitles ... هو سأل إذا كان ممكنا أنك كتمتى نفسها بثديك رأيى الطبى
    Amy hiç sana kendi ailesinin, senin ailenin vakfına yatırım yapabilme ihtimalinin... Open Subtitles عن امكانية استثمار والديها في مشروع والديكِ؟
    Böyle bir grubun varolma ihtimalinin yüksek olduğuna, ve bunun birçok masum sivilin hayatlarına mal olabileceğine, inanan General Bloch'un konuşmasından sonra, düzinelerce yüksek rütbeli subay, bugün Washington'da Vietnam Savaşı Gazileri Anıtı'nda bir anma töreni için bulunuyor. Open Subtitles بعد الحديث مع الجنرال بلوخ, انه يؤمناننا نملك امكانية هائلة لفرصة بناء مجموعة كهذه, حالة خاصةالتي يمكن أن تنتج بخسارة الكثير من الأرواح.
    Ve bahar ayında merkezimde ilk göreceğiniz şey, sizi karşılayan su olacak-- su hayattır ve insanlık ihtimalinin suyu. Ve bu daha insanlara bir konuşma yapmadan önce dahi, onlar hakkında ne hissedeceğinle ilgili bir fikir ve beklenti oluşturuyor. TED لذا فان اول ماتراه في مركزي في الربيع هي الماء التي تستقبلك -- الماء هي الحياة هي امكانية الانسان. وتحدد موقفا و توقعا حول شعورك نحو الناس، حتى قبل ان تلقي عليهم خطابا.
    Başarılı insanların dolandırıcı gibi hissetmediklerini varsaymıştım ve şimdi tersinin gerçek olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu biliyorum. TED لقد اعتقدتُ أن الناجحين لا يشعرون بأنهم محتالون، والآن أعلم أن العكس أكثر احتمالية أن يكون صحيحاً.
    Batılı müttefiklerin, Ruslarla uzlaşmaya hazır olabilecekleri ihtimalinin Almanya adına zararlı bir uzlaşı olacağı idi. Open Subtitles وجود احتمالية بأنّ الحلفاء الغربيون ربما هم مستعدون للتوصل إلى تسوية مع الروس قد تكون ضارة بألمانيا
    Ayrıca, umarım sezgisel olarak hepsinin dört kez yazı gelme ihtimalinin iki kez yazı gelme ihtimalinden daha düşük olduğunu anlayabilirsiniz. TED وآمل أن تتمكنوا من أن تروا بحدس بأن احتمالية أن تكون الأربعة علامة الذيل أقل بكثير من أن تكون اثنتان منهم علامة الذيل، صحيح؟
    Dedektif yakalama ihtimalinin çok düşük olduğunu söyledi. Open Subtitles المحقق قال أنه... احتمالية القبض على أية أحد صغيرة جداً.
    Resimdeki o adamın Mayne olma ihtimalinin düşük olduğunu biliyordum. Open Subtitles كنت أعلم أن إحتمالات أن يكون ذلك العداء ،في الصورة هو (ماين) جد ضئيلة
    Onu göğsündeyken boğabilme ihtimalinin olup olmadığını sordu tıbbi görüşümü almak istedi. Open Subtitles ... هو سأل إذا كان ممكنا أنك كتمتى نفسها بثديك رأيى الطبى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more