Zehirleri için malzemeleri iki ayrı haznede saklarlar. | TED | فهي تقوم بتخزين مكونات سمها في حجرتين منفصلتين. |
Bunun bir parçası olmak müthişti. En iyi şey ilk başta iki ayrı grup olmasıydı. | Open Subtitles | أفضل شيء هو إننا كنا مجموعتين منفصلتين في البداية. |
CIA ve Dışişleri Bakanlığı iki ayrı kurumdur. | Open Subtitles | الاستخبارات والخارجية شيئان منفصلان تماماً |
Kenar kısımlarda iki ayrı kesikten aletlerle içeri giriyoruz ve ardından dokuda işleme başlayabilirsiniz. | TED | نقوم بإدخال المعدّات, من جُرْحين منفصلين في الجانب, وبعد ذلك يمكنك البدء في التعامل مع الأنسجة. |
Buradaki makine iki ayrı iki pervaneli uçan makine. | TED | هذه الآلة هنا هي في الحقيقة آلتان طائرتان منفصلتان كل منهما بمروحتين. |
Şimdi tamamıyla aynı anlamı veren iki ayrı ses ve sözdiziminiz var. | TED | أصبح لدينا الآن صوتين ونظامين لغويين مختلفين وكلاهما يؤدي إلى نفس المعنى. |
İki ayrı gece işinde çalışmam gerekse bile, o değerli terzine parasını ödeyeceğim.... ...ama ruhumu satmayacağım! | Open Subtitles | حتى لو وجب علي العمل لليلتين اضافيتين .. سوف ادفع لخياطك الغالي لن ابيع ضميري |
...bu tanıkları iki ayrı davada tanıklığa zorlamak çılgınlığın en üst noktası olur. | Open Subtitles | سيكون ضربًا من الجنون لجبر هؤلاء الشّهود ليشهدوا في مُحاكمتيْن منفصلتيْن. |
Birbiriyle tamamen çelişen iki ayrı trafik kanununun aynı anda geçerli olduğu şehirde yaşadığınızı hayal edin. | Open Subtitles | محكومة ليس بمجموعة واحدة من قوانين المرور, لكن بمجموعتين منفصلتين من القوانين متناقضتين مع بعضهما. |
Size silahını çekmekle kilidi açma iki ayrı hamle olarak öğretildi kazaları önlemek için. | Open Subtitles | على سحب السلاح،و ازالة صمام الامان فى حركتين منفصلتين لتجنب اطلاق النار بطريقة عرضية |
Yeni sınır iki ayrı komisyon tarafından belirlenecekti. | Open Subtitles | ورسمت الحدود الجديدة بواسطة لجنتين منفصلتين |
Çünkü teknik olarak iki ayrı olayda kullanıldı. | Open Subtitles | لأنّه تقنياً، إنّه السلاح المستخدم في قضيتين منفصلتين. |
İki ayrı dava. | Open Subtitles | قضيتين منفصلتين لم يتم اعتبارها قضية واحدة |
Durum komedisinde iki ayrı hikaye vardır, ama ikiside eşit derecede önemli hikayelerdir. | Open Subtitles | فى مسلسل كوميدى يوجد قصتين منفصلتين لكن هامتين |
Sadece o ve ben, iki ayrı şey. | Open Subtitles | إنه فقط أنا وهي ، شيئان منفصلان |
Bak, "birlikte" diye bir şey yok. Sadece o ve ben, iki ayrı şey. | Open Subtitles | استمع، لايوجد"معاً " فقط أنا ، وهي ، شيئان منفصلان |
- Pazar günü iki ayrı vurulma. | Open Subtitles | حادثان منفصلان لإطلاق النار يوم الأحد. |
Bağımsız lifler iki elin parmak uçlarından çıkıyor ve birleşerek iki ayrı kol oluşturuyor. | Open Subtitles | تنساب شعيرات منفصله وتنتشر من أطراف أصابع كلا اليدين ويتحدوا لتشكيل جدولين منفصلين |
Ancak, bir çift ayakizi beni iki ayrı fünyeye götürdü. | Open Subtitles | على أية حال, الآثار قادتني إلى مفجرين منفصلين |
İki ayrı birlik vardı. | Open Subtitles | كان هجوما حسن التخطيط كانت هناك قوتان منفصلتان |
Sen ve ben iki ayrı dünyalarız. Asla ve asla düzelmez bu. | Open Subtitles | أنا و أنتِ عشنا في عالمين مختلفين لا يمكنهما أن يلتقيا أبداً |
İki ayrı gece işinde çalışmam gerekse bile, o değerli terzine parasını ödeyeceğim.... ...ama ruhumu satmayacağım! | Open Subtitles | حتى لو وجب علي العمل لليلتين اضافيتين .. سوف ادفع لخياطك الغالي لن ابيع ضميري |
Sonuç olarak, şu anda tümüyle değişik karakterde iki ayrı kadın var. | Open Subtitles | بتأثير ذلك ، إنها الآن امرأتين مختلفتين مختلفتان تماماً فى طبيعتيهما |