Yani, ben o anımsadıkları iki boyutlu adamcıktan ibaret değilim. | Open Subtitles | أعني أني لست مجرد الرجل ثنائي الأبعاد الذي يتعرفون عليه |
Ama sonunda, her şey dünyayı nasıl yorumladığımızla ve iki boyutlu yüzeyde nasıl gerçekleştirilebileceği ile ilgili. | TED | لكن في النهاية، يتلخص الأمر في كيفية تفسيرنا للعالم وكيف يمكن أن يتحقق على سطح ثنائي الأبعاد |
Siz nasıl hissediyorsunuz bilmiyorum, ama ben iki boyutlu monitörlerin ve piksellerin dünyasında kısıtlanmış hissediyorum. | TED | لست متأكداً من رأيكم، ولكنني أشعر أنني محصور داخل عالم ثنائي الأبعاد من الشاشات والبكسلات. |
Resmin fotografını hangi açıdan çekersem çekeyim, resim yine de iki boyutlu görünüyor. | TED | ويمكن لي التقاط صور له من أي زاوية، و ستظل تبدو ثنائية الأبعاد. |
Şimdi, bunlar o kadar muazzam süper güçler ki günümüzün dijital dünyasındaki iki boyutlu sınırlara tahammül edebiliyoruz. | TED | هذه قوى خارقة هامة نتعايش معها في حدودنا ثنائية الأبعاد لعالمنا الرقمي الحالي. |
Şu an iki boyutlu uzayda bir altıgenim ve diğer objelerin sadece kenarlarını algılayabiliyorum. | Open Subtitles | أنا الآن شكل سداسي الأضلاع في العالم ثنائي الأبعاد و أستطيع الإحساس بحواف الأجسام الأخرى |
Üç boyutlu uzayda iki boyutlu izleme aracı verdiler. | Open Subtitles | لقد أعطوكَ جهاز تتبُع ثنائي الأبعاد لمكان ثلاثي الأبعاد. |
Bir tür esnek ekranınız olabilir, böyle -- iki boyutlu düzenli bir konfigürasyon. | TED | سيكون لديكم مثل شاشة مرنة قابلة للأنثناء ، كالتي ترونها -- ذات تكوين عادي ثنائي الأبعاد |
Ve bu elementler hep beraber sadece şekil oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda iki boyutlu bir grafikte göremeyebileceğimiz davranışsal ilişkiler de meydana çıkarıyor. | TED | وهذه العناصر مجتمعة، لا تنشئ الشكل فقط، لكنها تكشف عن العلاقات السلوكية والتي قد لا تتضح من خلال رسم بياني ثنائي الأبعاد. |
Burada, muhafaza amaçlı kullanılan geleneksel iki boyutlu bir mimari mühendislik çizimi görüyorsunuz. Ve tabii ki biz bunları 'fly-through' animasyonlarla, yapıların arasında dolaşarak anlatıyoruz. | TED | وهنا ترون تصويرا تقليديا ثنائي الأبعاد لرسم هندسي معماري يُستعمل لحفظ معالم الموقع وطبعا نروي القصص عبر محاكاة حاسوبية لعملية الطيران فوقه. |
Havadan kendilerine ait sekiz ila on fotoğraf atmışlar, dostane jest olarak nitelendirebileceğimiz bir çabayla, ama bu yağmur ormanı halkının hayatlarında asla iki boyutlu bir şey görmediğini düşünmemişler. | TED | فقد أسقطوا من الجو صور لامعة لأنفسهم ثمانية بوصات في عشرة بوصات فيما يمكن أن نقول عليه خطوة ودية ناسين أن هؤلاء الناس من الغابات المطيرة لم يروا أي شيئ ثنائي الأبعاد في حياتهم |
Uzay-zaman sürekliliğini, iki boyutlu durağan bir fotoğrafta keşfediyorum. | TED | أنا أستكشف استمرارية الزمان المكاني داخل صورة ثابتة ثنائية الأبعاد. |
Bu teknolojiyle, bir objeyi farklı açılardan gösteren iki boyutlu görüntülerden üç boyutlu bir model yaratmamız mümkün. | TED | إنها تقنية تسمح لنا استخدام صُور ثنائية الأبعاد أخذت لنفس الشيء من زاويا مختلفة لبناء نموذج ثلاثي الأبعاد. |
Cidden, okuldaki iki boyutlu doğrumu alabilseydim de yeterince mutlu olurdum. | TED | أعني، بكل صراحة، سأكون سعيدة بما يكفي إن أستطعت فهم ثنائية الأبعاد بصورة صحيحة في المدرسة. |
Yedi parça, iki boyutlu resimli madde yedi müzik içerikli disk yirmi interaktif bilgisayar strateji programı yedi parça iki boyutlu resim sanatı yedi müzik diski... | Open Subtitles | سبعة أعمال ثنائية الأبعاد موضحه بشكل أساسى سبعة إسطوانات موسيقيه, 20 برنامج كمبيوتر تفاعلى إستراتيجى |
bu iki boyutlu. üç boyut bilinç altınızda. | Open Subtitles | هذه شاشة ثنائية الأبعاد الشاشة الثلاثيه ستثير جنونك |
Şu ana kadar bilgisayarcılık dünyası iki boyutlu yaratıcılığı içeren sıradan bir dünyaydı. | Open Subtitles | لحدّ الآن، عالم إستعمال الحاسبات بدون تغيير شمل الصورة الثنائية الأبعاد |
Fakat her bir maymun kontrol ettiği ekranda sadece iki boyutlu olarak yer alıyor. | TED | لكن كل قرد يحصل علي البعدين المعروضين على شاشة الفيديو التي يتحكم فيها القرد. |
İki boyutlu düzlemde bıraktığımız izlenimlerle. | Open Subtitles | إنها الآثار التي نتركها على الحيز الثنائي الأبعاد |
Her şeyi iki boyutlu hale getirebilen boyutsal çarpıtma teknolojisi kullanıyordu herhalde. | Open Subtitles | لابد أن لديه تقنية تزييف الأبعاد والتي تغيّر كل شيء إلى بُعدين |
İki boyutlular, deniz yüzeyi sıcaklığının bu güzel iki boyutlu görüntüsü gibi. | TED | نظرة ذات بعدين كهذه الصورة الجميلة الثنائية البعد المبينةِ لحرارة سطح البحر. |